5 şubat pazartesi günü Hızırşah arazilerinde dolaştım, badem çiçekleriyle, yer yer papatyalarla doğa beyazlara bürünmüş, bahar kapılarını açmıştı. Bir sabah kalkıp ta her yerin beyaz karlarla kaplandığını gördüğümüz anları hatırladım. Nasıl güzel bir sürpriz olurdu, içimizi bir sevinç, coşku kaplardı. Bu çiçekler de öyle bir şey, tomurcuklandıklarını görseniz de ne zaman açacaklarını tam olarak bilemezsiniz, böyle birden açtıkları zaman şaşkınlıkla karışık bir mutluluk kaplar içimi. Oysa birkaç gün önce geçtiğim bu arazilerde tek tük çiçeklenmiş badem ağacı vardı, hatta çiçek oranı çok az olduğu için fotoğraf çekmeye değer görmemiştim. Bunu ocak ayında yağan doluya, sert yağmurlara bağlamıştım ve biraz da üzülerek tam bir çiçeklenme olmayacak diye aklımdan geçmişti. Ama bugün gördüğüm gibi öyle değilmiş, badem çiçekleri beni şaşırtmayı başardılar, hep birden beyaz gelinlikleriyle kasvetli vadileri ışıklarıyla aydınlatmışlardı. Bir kaç gündür kapalı, lodoslu bir hava var, sabah kalktığımda da hava kapalı ve pusluydu, fotoğraf çekmek için iyi bir hava gibi görünmüyordu. Badem çiçekleriyle ne pus kaldı, ne kapalı hava, fotoğraflara bakınca bana hak vereceksiniz.
Bir gün önce Hızırşah Kültür Evin’deki Klasik Türk Müziği konserine giderken, Eski Datça arazilerinden geçmiştim ve şaşırmıştım. Bütün badem ağaçları çiçeklenmişti, yeşil çimenlerde koşturan, otlayan oğlaklar, kuzular tam bir bahar görüntüsü oluşturmaktaydı.Bu görüntüler sayesinde bugün kendimi dışarıya atıp bu güzelliklerin arasında dolaşmış oldum. Fotoğrafı Reşadiye arazilerinde çektim, orada da çiçeklenmeyen ağaç yok gibiydi. Yeşillikler içinde sarı renkleriyle ekşi kulaklar çok hoş görünüyorlardı. Ekşi kulak çiçekleri en erken açan çiçekler oluyor, şöyle bakınca ne güzel görünüyorlar di mi? Ama bir bahçeye girdiler mi yok etmek kolay değil, soğanlı kökleri minik birçok soğanı hemen toprağa bırakıveriyor. Çapalayarak, sürerek baş etmeye çalışıyorsunuz. Şimdi artık insanlar kolay işi seviyor, ot ilacını atanlar az değil, ki bu ilaç toprakta çok uzun kalıyor ve ağaçların meyvalarına kadar etkili oluyor.
Hızırşah arzilerine geldiğimde manzara daha bir başkaydı, badem çiçeklerini yamaçlarda toplu olarak görebiliyordum. Kapalı havada daha bir güzel görünüyorlar. Vadiler beyaz çiçeklerle bezenmişti, bu manzarayı görüntüleyebilmek için Hızırşah mezarlığı yanındaki Kovanlık tepeye çıktım, geçmiş yıllarda kara kovanların konulduğu oyuklardan dolayı bu adı almış. Çok yüksek bir yer değil ama manzarayı tümden görebiliyorsunuz. Burada badem çiçekleriyle birlikte papatyalar da beyaz şölene katılıyordu. Papatyalar geçen yıl geç açmışlardı, badem çiçekleri de öyle. Papatyaları tarlalar sürüldüğü için her yerde göremiyoruz, en sevdiğim an onları badem çiçekleriyle görüntülediğim anlar oluyor, yine dağ bayır dolaşıp o görüntüleri arayacağım.
İşte Datça gelinliğini giydi dediğimiz anlar, görüş alanım içindeki her yer beyazlara bürünmüştü.
Ne tarafa baksam manzara böyle, çiçeklenmemiş ağaç kalmamış. İnternette bu tür fotoğrafları photoshop’lu abartımış halleriyle görüyoruz çoğu zaman. Ve beğenenler ne çok oluyor, badem çiçeklerini tanımadıkları için bence. Onlar doğal halleriyle güzel, sade ve alçak gönüllü.