Sağı, solu yüksek kayalarla kaplı, Sındı’ya yakışan bir yol.
Sındı Anemonlar ülkesi , bu fotoğrafı Yaka yolunda çektim, yol kenarları renk renk anemonlarla bezenmişti.
Yazı girişinde trakörle tarlasını süren köylü, bu sıralarda badem ve zeytin tarlaları sürülüyor, gübre veriliyor.
Sındı köyünde arkadaşlarla konuşurken Yazı Köyünde badem yetiştiriciliği konulu bir toplantı olduğunu duydum ve buraya gelmemin nedeni buydu. Yazı’daki düğün salonundaki toplantıyı izledim. Yakın köylerden ve Yazı’dan konuyla ilgilenenler oradaydı. Fotoğrafta görüldüğü gibi dinleyiciler arasında teyzeler de vardı. Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden Erol Küçük ve Andaç Çavdar, Muğla Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nün daveti üzerine Yazı Köyüne gelerek ” Badem Yetiştiriciliği ve çeşit geliştiriciliği ” konularındaki birikimlerini anlattılar. Enstitü’den konuşmacı Erol Küçük bana verdiği bilgide ” Datça hala geleneksel badem yetiştiriciliğinin yapıldığı bir yer. Bunu modern bazı tekniklerin uygulanması ile hem verim hem de kalite olarak daha ileriye götürmeyi amaçlıyoruz. Enstitü olarak bundan sonra gerekli katkıları yapmak için burada olacağız ” dedi. Kendisine son yıllarda Datça’da dikimi yapılan Amerikan Bademi ile ilgili düşüncelerini sorduğumda ” Biz yabancı çeşitlerin Datça’da yayılmasını önermiyoruz. Yerli badem türlerinin burada ön planda olması gerektiğini düşünüyoruz, bu konularda yoğunlaşağız. ” diyerek Datça bademi deyince nurlu ve ak bademi anladıklarını, Yabancı bir türün Datça’da yetiştirilmesi onu Datça bademi yapmayacaktır dedi.
Arkadaşlarla konuşmamızda patent konusu gündeme geldiğinde, Datça’da çok fazla çeşit olduğunu, bunun Nurlu ve Ak badem gibi iki genetik türe indirilmesi gerektiğini söylediler. Datça Bademi deyince bu iki türün diğer türlerden ayırt edilebildiği belirtildi.
Toplantının karşısındaki bahçede kanserli badem ağaçları, köylüler buna bir çare bulunmasını istiyor. Bilgilendirme toplantısında ilaçlama, budama konusunda da bilgiler verildi. Datça’da yerli halk badem ve zeytinde henüz yaygın bir ilaçlama yapmıyor, ürün kaybı oluyor ama sağlıklı ürünler elde ediliyor. İlaç firmaları bu alanlarda da çalışmalar yapıyordur sanırım. Arkadaşlar bu konulara fazla girmediler. Arıcılık bu bölgelerde yaygın yapılan işlerden, herhalde böyle bir durum onlara da oldukça zarar verir. Toplantıda Muğla Gıda Tarım ve hayvancılıktan Nuran İşler Öztürk te çeşitli konularda bilgi verdi. Köylülerin soruları cevaplandırıldı. Datça İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünden arkadaşlar da oradaydılar. Muğla’dan gelen arkadaşlara hızla yayılmaya devam eden Kırmızı Palmiye Böceği konusunu sordum, bu işin Belediyelere verildiği, ilaçlama ve önlemler konusunda bir program yapılmakta olduğunu söylediler.
hepsi cok güzel, Datcayi da özlemisiz. Fevkalade
Sayın Hocam,çok teşekkür ederim.
Betçe; George Bean antik yazarların eserlerini yorumlayarak; halen yeri saptanamamış TRİOPİUM antik kenti ve APOLLO Mabedinin bulunduğu, 6 Dor şehrinin birlikte heryıl kutladığı Dor festivaline ev sahipliği yaptığı yer olabilir diyor.
Ayrıca Palamut Bükünün çok gelişmiş bir liman olması gerektiğinden bahsediyor.
Bu bölgede yapılacak etraflı bir yüzey araştırması bile arkeoloji tarihine bomba gibi düşebilir.
Bu konudaki gözlem ve düşüncelerinizi çok öğrenmek isterim.
Ben Bodrum’da yaşıyorum,Yakında Knidos’u ziyaret edeceğiz.
Çalışmalarınız için çok sağolun.