sındı doğasında

Datça Doğasında Yürürken

3- Bizim Datça’da yaptığımız yürüyüşler günübirlik yürüyüşler oluyor, sabah erken saatlerde başladığımız yürüyüşü akşam üzeri tamamlıyoruz. Yürüyüş parkurlarını seçerken mesafeyi ve doğal zorluklarla birlikte zamanı iyi hesaplamalıyız. Günler gittikçe kısalıyor, hava birden kararmış oluyor, zor parkurlarda sürprizler olabilir, gecikmeler olabilir. Ben bir arkadaşımla yürüdüğüm için daha dikkat etmemiz gerekiyor ve bu yıl birkaç kez dağlarda geçit bulamadığımız oldu, geceye kalma gibi durumlar yaşadık. Yanımızda yeterli miktarda su, yedek giysi ve lamba bulundurmanın önemini gördük. Lamba olarak el lambası ve kafa lambamız var, yedek piller de bulunuyor. Işık oldukça önemli, kafa lambası çok işe yarıyor, olur ya bir gecikme durumıunda doğada rahat yürüyebiliyorsunuz. Her zaman yanımızda ıslanmayacak bir şekilde kibrit bulunduruyoruz, şimdiye dek ihtiyaç duymadık ama doğada ne olacağı belli olmaz.Yine iki kişi yürüdüğüm için birbirimizden ayrılmamaya çalışıyoruz, beklenmedik bir durumda birbirimize yardım edebilelim. Yanımızda kemerimize takılı bir bıçak taşıyoruz, en önemli eşyalardan biri. Keşif amaçlı bitki örtüsünün geçit vermediği doğada yürürken yanımızda dikenli sarmaşıkları kesebilecek veya gerekli durumlarda kullanabileceğimiz ucu olmayan tahra gibi kesici alet taşıyoruz. Bu parkurlarda yolları daha çok dikenli bir tür sarmaşık kapatıyor, bitkilerin arasını bir ağ gibi örüyor, bazen bir ağaç devrilip yolu kapatmış olabiliyor. Bu gibi doğada giysiler çok önemli, pantolonun sağlamlığı, üzerinize giydiğiniz gömlek türü giysi,  kollu olması gerekiyor, yelek vs. Bu giysiler doğada sizin hareketinizi engellemeyecek türden olmamalı. Datça doğasında makilik, çalılık alanlar çoktur, bazen görüyorum hazır satılan giysiler oluyor, bazıları gösterişli ama bizim yürüdüğümüz doğaya bir gün dayanmaz, su geçirmez pantolunun önemini de çok çiğ yağan bir bölgeye yaptığımız yürüyüşte gördüm, biz yarı belimize kadar sırılsıklam olurken arkadaşım kupkuru kalmıştı ama bu giysiler bu yıl yürüdüğüm dağlarda hemen parçalanır, çok kesin kayalardan bazen sürünmeniz gerekiyor. Yine birçok yürüyüşümüzde yanımızda sağlam, hafif, fazla yer kaplamayan 20 m uzunluğunda ip bulunduruyoruz, bu yıl bir keresinde dağlar geçit vermemişti, kayalardan inmemiz çok zor oldu. Malzemeleri arkadaşımla paylaştık, bazı gerekli malzemeleri o taşırken bazılarını ben taşıyorum. Sağlık çantası, yeterli genişilkte bir bandaj çok önemli, bunu yaşadık. Yine küçük bir şey gibi ama düdük doğada iletişim kurmak için gerekli oluyor, bir iple hemen ulaşacağınız şekilde bir yere asılmalı, bazı yerlerde cep telefonu çekmiyor. Doğa yürüyüşlerinde baton gibi bir dayanak iyi oluyor, özellikle kayma tehlikesi olan yerlerde, inişlerde, zemini görmediğiniz yerlerden geçerken. Dağ tırmanışlarında gerekli görmedim, eliniz çok önemli oluyor, ters etkisi olabiliyor, takılma falan gibi. Bazen arkadaşlar sağlam olmayan sopalarla bu işi görüyor, bu tehlikeli olabilir, elinizdeki dayanağa güvenip bir hareket yaparsınız, kırılırsa tehlikeli olabilir. Küçük bir eczaneniz olmalı, Yanınızda böcek sokmaları, allerjik durumlar, yaralanmalar için krem, polen allerjisi olanlar allerjik hap vs.

4- Doğa yürüyüşlerinde dikkat edilecek noktalardan biri de yılanlar, kolay kolay yolunuza çıkmazlar ama bastığınız yere dikkat etmelisiniz, özellikle uzun otlar ve bitkilerin arasından geçerken. işte bu gibi yerlerde baston  veya çevreden bulduğunuz bir sopa faydalı olabilir.  Yılanların duyma ve görme organlarının çok zayıf olduğunu okuduğumu hatırlıyorum, üstüne bastığınızda zarar verirler. Mevsimlerin geçiş dönemlerinde daha yavaş hareket ettiklerinden tehlikeli olabilirler, diğer zamanlarda siz yaklaşırken çoğu kez kaçarlar veya hareket ederken görürsünüz. Geçen yıllarda ocak ayında otların içinde fotoğrafını çekmiştim, iklimler değişti onlar da şaşkın durumda. Yaban doğasında dar, geçit vermez  bir vadide veya sık bir ormandan geçerken zaman zaman ses çıkarmak yaban hayvanıyla ani bir karşılaşmayı önleyebilir. Yine bazı parkurların üzerinde özellikle son yıllarda sıralı arı kovanları oluyor, yanımızda bulunduracağımız malzemelerden birisi de bana göre amonyak, medikallerde küçük, püskürtmelileri var, arı, böcek sokmalarında faydalı olur, denizlerde çok kullanmıştım. Yine doğa yürüyüşlerinde arı kovanı olan yerlerden geçme durumu varsa yürüyüşten önce deodorant gibi kokulu maddelerden uzak durmak gerekiyor, kokular, bazen ter kokusu da olabiliyor arıları çekiyor. Kovanlara çok yakın yürürüken sakin olmanın, onları huylandıracak bir harekette bulunmamanın da faydası oluyor, bunu bana arıcı arkadaşlarım söylemişti fadasını gördüm. Arıların saldırgan olduklar zamanlar genellikle baharda çiçek zamanı ve onlara şeker verildiği zaman oluyor. Mola verdiğiniz yerde oturduğunuz yerlere dikkat etmelisiniz, taşların altında akrep olabilir, taşları kaldırırken dikkatli olmalı, otluk yerlerde kene olabiliyor yaşadığım için söylüyorum.

25 Ekim 2016 tarihinde araştırmacı arkadaşarımla eksera deresine gitmiştim, sarıca denen arıların yuvasını gördük, sakindiler yuvalarının fotoğrafını çekerken saldırdılar, arkadaşımız birkaç yerinden sokuldu. Böyle durumda yuvalarına yaklaşmamak gerektiğini öğrenmiş oldum. Yıllardır yürürüm ilk kez başıma geldi, birçok kez yuvalarına yaklaşmıştım. Yuvaya gelmeden önce yerde petekleri vardı, belli ki bir hayvanın saldırısına uğramışlar. Burada su kaynağı vardı, yaban doğasında bu gibi yerler önemlidir, sabah erken ve akşam saatleri buraya yaban hayvanarı su içmeye gelirler.

5- Yine bu yürüyüşlerde önemsemediğim ama sonradan etkilerini oldukça gördüğüm güneşi yabana atmamak lazım, dağlarda bu etkiler daha da artıyor. Bu yıl ancak 50 faktör güneş kremini kullanmaya başladım ve maalesef hep kullanmam gerekecek. Geniş kenarlı şapka ve güneş gözlüğü de önemli. Doğada yanınızda bir pusula bulundurmanız iyi bir şey, özellikle ormanlık alanlarda kaybolmak çok kolaydır. Benim şimdiye dek pusulam Datça dağlarıydı, kerteriz alırım hep denizcilikten kalma bir alışkanlık. Ama bu yıl balta girmemiş geçit vermeyen ormanlara girdiğimde bir pusulanın önemini daha iyi anladım. Bu gibi doğada kaybolursak saatlerce benzer yerlerde dolaşır dururuz bir yere de çıkamayız. Buralara rehbersiz gitmemek lazım. Son yıllarda yürüyüşçülerin navigasyon cihazlarını kullandıklarını görüyorum.

6- Arkadaşımla doğa yürüyüşlerinde yiyecek olarak meyva ağırlıklı besinler alıyoruz, bu yemek sonrası yürüyüşlerimizde kolaylık oluyor, aynı hafiflikte oluyoruz. Giysilerden bahsetmiştim, tabii herkesin bünyesi değişik, ben doğaya alışıncaya kadar birkaç kez hasta oldum, sonra alışıyorsunuz. Arkadaşımla yürüyüşlerimiz en az 7 – 8 saat sürüyor  fazla mola vermiyoruz, bir yemek molası bir de fotoğraf çekerkenki soluklanmalar. Mola verecek olursam atletimi değiştiririm, dediğim gibi doğa hafife almaya gelmez, kışın havalar da nemli olduğundan daha dikkat etmeli, hareket ettikçe birşey olmuyor, durup bir yerde uzun süre mola verileceği zamanlar için söylediklerim. Tabii rüzgar, yağmur gibi durumlara da hazırlıklı olmak gerekiyor, bunun için hafif ama koruyucu eşyalarımız var. Son yıllarda termal giysiler kullandım, kışın yün malzeme iyi oluyor,  malzemeden söz etmişken en önemli malzeme belki de ayakkabı, her türlü arazide yürüyebileceğiniz, ayağınızı koruyan, su geçirmez, kaliteli bir ayakkabı şart. Tabanı çok önemli, zemine uyum gösteren, altı sağlam malzeme olmalı. Öyle bir ayakkabıyla çalılara da, kayalara da rahatça girer çıkarsınız. Dört yıldır keskin kayalara banamısın demeyen bir ayakkabım vardı bu yaz aynı markanın ve modelin yenisini aldım. Şimdi mağazalarda her türlü malzeme bulunuyor, özetlrsek malzeme seçerken dayanıklı, hafif, yer kaplamayan, koruyucu türden olmasına dikkat etmeli.

7- Bizim yürüyüş amaçlarımız farklı o yüzden biraz kendimizi zorluyoruz, ben yürüyüşü spor amaçlı yapmıyorum, yeni yerler gördüğüm, keşfettiğim, güzel fotoğraflar çektiğim bir etkinlik olarak önemsiyorum . Doğa yürüyüşlerinde amaçlananların kişilere göre değiştiğini farkettim, bazıları için mesafe önemli, bazıları için çıkılan yükseklik, bazıları için spor yapmak, bazısında sadece doğada olmanın tadı ama grup yürüyüşlerinde genellikle hzla yürür giderler, o yüzden iki kişi olarak yürüyorum, bu yürüyüşlerde karar vermek daha kolay, incelenecek birşey gördüğümüzde orada zaman geçirebiliyoruz. Zor bir doğa ile karşılaştığımızda yakınmadan o doğada yürüyebiliyoruz tabii grup yürüyüşlerinin de kendine göre birçok avantajı ve güzelliği var. yeni arkadaşlarla karşılaşmak, onlarla birşeyler paylaşmak, yardımlaşma, bilmediğiniz bir doğada yürüme imkanı vs.. Datça’daher hafta yürüyüşler yapan gruplar var, Datça Trekking sayfamda bilgi veriyorum.

8- Datça’daki yürüyüşlerde birkaç kez ayağı kırılanlar, sakatlananlar oldu, şükür şimdiye dek çok daha üzücü bir durumla karşılaşmadık. Yürüyüşler yaygınlaştıkça bazı riskler de artacaktır, yürüdüğümüz bazı yerler var ki oraya herhangi bir vasıtanın ulaşması mümkün değil, yine bu doğayı bilmeyen kendi başına yürümeye kalkan kişiler oluyor. Geçenlerde hatırladığım kadarıyla Fethiye’deydi yabancı bir turist yaşamını yitirmişti, böyle bir durum yıllar önce Datça’da da oldu birkaç gün sonra kendisine ulaşıldı, kayalardan düşme. Maalesef ilçemizde doğa yürüyüşleri artarken veya alternatif turizm olarak doğa yürüyüşlerinin reklamını yaparken doğada acil yardım edecek ekip ve önlemler yok gibi. Bunu için Akut ekibinin Datça’da da oluşturulması önemli. Yaza girmeden yaptığım son yürüyüşte Mersincik dağlarında bir kaza geçirdim, yerde tuzak gibi duran bir dikenli sarmaşığa ayağım takıldı, bir metre yükseklikten aşağıya düştüm ve düştüğümde başım toprağa saplı bir kayanın ucuna çarptı. Öyle bir yerdeydik ki yerimizi tarif etsek bile gelip bizi bulamazlardı veya yüzlerce metreden aşağıya indiremezlerdi. O anlar çaresizce yaşanıyor, Allah’tan ucuz atlattık ama tersi de olabilirdi.

9- Doğa insanda alışkanlık yapıyor, yürüyeceğiniz zamanı iple çekiyorsunuz, yürüyen kişiler bir de sadece haftanın tatil gününde yürüyebilen kişilerse daha da özlem duyuyorlar ve gördüğüm kadarıyla her hava şartında yürümek istiyorlar. Doğa yürüyüşlerinde bana göre hava şartlarını dikkate almak gerekiyor, ızdırap verici bir yürüyüş olabilir. Ben yağmurlu havalarda genellikle yürümem, yağmurun dışında her havada yürürüm, rüzgarlı veya soğuk havalarda Datça’da yürünebilecek birçok parkur vardır. Artık yarımadanın her bölgesini biliyorum, Rüzgarın durumuna göre Yarımada’nın Akdeniz vey Ege tarafında bir parkuru seçerim. Yine birçok vadi sakin ve güzel bir iklim sunar. Yarımada’nın Betçe tarafı merkeze göre biraz daha sıcaktır, Datça’da soğuk kuzey rüzgarları eserken Palamutbükü, Mesudiye tarafları daha sakin ve güneşlidir. Doğada yaptığımız bu güzel etkinliğin kazasız belasız güzel bir ortamda geçmesi bize mutluluk verecektir.

Sayfalar: 1 2

2 yorum

  1. Hayat kurtarıcı bir yazı olmuş .Sizin hakkınızı nasıl öderiz bilemiyorum , Datça için ve bizim gibi büyük şehir insanları için harika bir şey yaptığınızın farkında mısınız bilmiyorum . Teşekkürler hocam,bu dünyanın sizin gibi insanları hiç eksik olmasın :)Sevgiler..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir