Sağ alttaki fotoğrafta kozanın içindeki tırtılların sıcak suda öldükten sonra kazan dışına atılmış hali görülüyor. Kozaların içindeki tırtıllar canlı, zamanında bürümcük çekilmezse kozalardan kelebek olarak çıkıyorlar, o koza işe yaramıyor.
İpek çekiminin sonunda dokuma tezgahlarının bulunduğu ilkokul binasına gidiyoruz, bina Hızırşah köyünün girişinde kahvenin karşısında. Kadınların yapmış olduğu yöresel böreklerden yiyoruz.
Havva Görgülü, Ceren Çengel dokuma tezgahının başında, Havva hanım bu işi gençlere sevdirememenin üzüntüsünü duyuyor, çok uğraştım ama ilgilerini çekmiyor diyor. Zahmetli, sabır ve emek isteyen bir iş, pek çok aşaması var. Sevmek lazım, zor işler gönül işidir, sevilmeden, gönül verilmeden yapamazsınız. Veya kısa bir zaman sonra bırakırsınız. Havva hanım bu konuda da maniler yazmış;
Dut yedim morsun diye
Cebine korsun diye
Okula tezgah koydum
Herkes dokusun diye.
Yazdığı bazı manilerden böyle bir uğraşla uğraşmasından dolayı garipsendiğini de anlıyorum.
Dut diktim büyüsün diye
İpek fistan diktim giysin diye
Bana herkes kızıyor
Neden ipek dokudum diye.
İpek dokumacılık ailede herkesin desteğini gerektiren bir uğraş, ipek böceklerine yer bulacaksın, belirli bir ısıda çok iyi bakılmaları lazım. Dut yaprakları toplanacak ki şimdilerde dut ağacı bulmak da zor. Belli bir pisliği de olur katlanmak lazım. Bugün terkedilmiş kullanılmayan eski evlerin bir çoğunun bahçesinde dut ağacı veya harıp ağacını görmüşümdür. İkisi de o günün koşullarında önemli ağaçlardı, bugün yerlerini başka ağaçlar aldı.
Hızırşah İpek Dokuma Atölyesinde dokunan ipek ürünler hemen yandaki odada sergilenip, satışa sunuluyor. Boya olarak kök boylar kullanılıyor. Tel: 0 533 680 6920