Bu yerler dikkat isteyen riskli yerler, özellikle yağmurların ardından kayalar kaygan oluyor. İyi bir fotoğraf almak için en uçlara kadar gitmek gerekiyor. Yağmurun hemen ardından gittiğimiz için yanıma teknelerde kullandığımız hafif ama sağlam bir ip aldım, iyi de oldu. Tabii arazinin tehlikeli yapısı fotoğraflardan çokça belli olmuyor, dimdik bir yer eğik gibi görünebiliyor. Yukarıdan veya aşağıdan bakarak ta bu gibi yerlerin neler getireceğini tam anlamak mümkün değil, bir yere gelindiğinde soğuk terler döktürecek türden sürprizler olabiliyor. Datça’nın birçok yerinde tuttuğunuz kayalar kolayca parçalanacak türden, tutarken, basarken iyice emin olmak gerekiyor.. Bir de fotoğraf çekerken insan karşısındaki güzelliklerin etkisiyle durduğu yerin nasıl bir yer olduğunu unutabilir. Buralar hatayı kaldırmayan yerler, kayalık uçurumlar ayağımızın hemen yanıbaşında.
Ama buraya inmeden dönseydik üzülürdük, duygularımızı yoğun olarak yaşayamadığımızdan dolayı. Biraz adrenalin iyi oluyor, bu güzel manzarayı seyretmek, görüntülemek risklere ve uğraşlara değiyor. Her şeyi bir kenara bıraktığımız, doğa ananın müziğiyle huzur bulduğumuz anlar. Arka arkaya gelen yağmurlar Kocadere’yi coşturmuştu, ve tabii ki çağlayanlar da oldukça etkileyiciydi böyle olunca.
Datça işte böyle çok özel bir Yarımada daha bilmediğimiz pekçok güzellikleri bağrında saklıyor. Hızırşah bölgesindeki vahşi yaşam bölgeleri son yıllarda yeni gelenlerin akınına uğrayan yerler.
Oradan ayrılmak istemiyorduk ama daha gideceğimiz, heyacanla görmek istediğimiz çağlayanlar vardı.
Çağıl, çağıl sesler uzaklardan bir başka çağlayanı müjdeliyordu, sular oldukça güçlüydü, Ekrem arkadaşım hocam burada yüzmüştüm diyor ben güzel bir kompozisyon yakalamaya çalışırken. Tabii video çekmek zaman alıyor, değişik enstanteneler yakalamaya çalışıyorum. Arkadaşım bu yürüyüşlerde, çalışmalarımda bana büyük bir destek veriyor, yaptığım her güzel işte onun da emeği, katkısı var, bir ekip çalışması sonuçta.
Bir ara yan derelerden birine girdik, burada bizi çeken değişik görüntüler vardı, kah Amazon ormanlarında kah Afrika’nın gizemli vadilerinde gibiyiz. Su hayat demek, yaşam için olduğu kadar görsellik açısından da bulunduğu yere çok hoş anlamlar kazandırıyor. Sıradan bir yer onunla gizemli, heyacan verici bir yere dönüşüveriyor. Doğaya bir canlılık bir enerji kazandırıyor.