Dut ağaçları, rengi, dallarının biçimi herşeyiyle güzel ağaçlar, Datça kültüründe önemli yerleri var. Bir zamanlar hemen hemen her evin bahçesinde vardı. İpekböcekleri bunların yapraklarıyla beslenir, kozalarından çıkarılan iplikle el tezgahlarında dokunan ipek kumaşlarla yapılan giysiler özellikle kadınların bayramlarda, düğünlerde en gözde giysileriydi.
Hayıtbükü’nden Ovabükü’nü geçerek kıyı yolundan Palamutbükü’ne doğru yola çıktık. Son zamanlarda bu virajlı kısımda durarak Kurubük koyu manzarasında arkadaşlarımın fotoğrafını çekiyorum.
Aşağıda yeşile kaçan bir mavi renkte Kurubük görünüyor, çevresini dolanan kıvrımlı yol manzaraya bir hareket katıyor. Sahilde birkaç araba vardı.
Kurubük ‘ün çevresi çam ağaçlarıyla kaplı, Zeren Somunkıran Kurubük manzarasının önünde.
Piknik için, Kurubük’ü geçtikten sonraki Akçabük’ü seçtik, burası piknikçilerin uğrak yerlerinden, ağaçlıklı olması, berrak denizi buraya ilgiyi artırıyor. Daha önceden kullanılmış bir ocakta küçük bir ateş yaktık. Bizim pişireceğimiz şeyler çabuk pişecek türdendi, Arkadaşlar sucuk almış ben biraz kendim içinde iyi olacak diye Hindi eti ile hazırladığım şişleri getirdim. Gece içine kekik, karabiber, soğan suyu falan katarak zeytinyağı ile terbiye ettim. Tabii ilk önce sucuklar pişti, arkadaşlarımın ısrarı ile birkaç parça yemek durumunda kaldım, bana dokunuyor, biraz da acıymış.Dokunan herşey lezzetli oluyor nedense.