Birkaç küçük koy geçtik, karşılarda genç çam ormanları görünüyordu. Günün ikinci sürprizi olarak genç bir yaban eşeği karşımıza çıktı. Bizi merakla izliyordu, sağlıklı, çok güzel bir görüntüsü vardı. Bir ara acaip sesler çıkararak bizi mi yoksa çevredeki eşekleri mi uyardı bilemiyorum. Yürüyüşümüz bu doğada çoğu kez eşeklerin kullandığı patikalarda oluyor. Yol boyunca onların pek çok izlerini görmüştük, o an çevremizde başka yaban eşekleri de vardır büyük ihtimalle, çok iyi kamufle oluyorlar, doğaya çok iyi uyum sağlamışlar. Kayalık yerlerde kendilerini güvende hissediyorlar, belli bir mesafeden daha yaklaşamıyorsunuz.
Birkaç kez yüksekçe bir kayaya oturup bu güzel manzarayı seyrettik, renkler çok güzeldi, güneş ışığı doğaya çok güzel renkler kazandırıyordu. Mavinin, yeşilin en güzel tonları, karşı dağlardaki gölgelerle tablo tamamlanıyordu. Şanslı olduğumuz bir gündü, doğru zamanda, doğru yerdeydik. Ben artık fotoğraf çekmek için fazla zaman harcayamıyorum videolar da çektiğim için, çekimler oldukça seri oluyor. Güney tarafımızda ters ışık vardı o taraflardaki manzarayı fazla alamadım.
İşte empresyonist bir ressamın eseri gibi manzara karşımızda. Empresyonist ressamlar güneş ışığının cisimler üzerinde bıraktığı değişiklikleri, izlenimleri yakalamışlardır. Bu gün de bu renklerde güneş oldukça belirleyiciydi, bir yandan da endişe ediyordum dağların zirvesine vardığımızda bu ışık kaybolmasın diye. Bir ara hava bulutlandı renkler hemen değişiverdi çünkü.
Aktur Gençlik Ormanına geldiğimizde yönümüzü dağlara doğru çevirdik, amacımız tepelerden Aktur’u fotoğraflamaktı. Genç çam ağaçlarının arasından geçtik, kurumuş ağaçlar vardı. Bu yıl bu görüntüleri Yarımada’nın birçok yerinde görüyoruz, kurak bir yıl geçti ondan mı bilemiyorum. Bir tanesinde kese kurdu vardı.
Doğada arkadaşımla yürüyorum, ikimiz de sigara içmeyen kişileriz, doğada ateş te yakmayız. Bazen sigara içenlere rastlamışımdır ve rahatsız olmuşumdur. Her yer kuru çok dikkatli olmak gerekir, doğaya bırakacağımız bir çöp bile ona zarar verebilir. Ne bir çiçek koparırız, ne de ufacık bir çöpümüzü bırakırız. Söylediklerimizle ters düşersek, kendimize yalan söylersek bizim bir önemimiz kalmaz.
Yükseklere çıktıkça o inanılmaz güzel Aktur manzarası kendini göstermeye başladı, Kurucabük’e kadar her yer net olarak görünüyordu. Arkamızda gökyüzü yağmur taneleri gibi küçük bulut kümeleri ile dolmuştu, inanılmaz bir manzaraydı. Ellerimi göğe kaldırınca bütün evrene dokunur gibiydim, bu güzellikleri bize yaşattığı için Yaradana şükürler olsun dediğimiz anlar. Mistik bir duygu sarıyor insanın içini bu dağlarda. Yıkanıp, arındığımız, kalplerimize sevgiyi, güzellikleri doldurduğumuz yerler.
Dağlarda kışın en güzel çiçekleri bu çiğdemler, kızıl kayaların arasında çok güzel görünüyorlar. Çevreye yayılmışlar, oldukça vardı. Bu yörelerde dağlar kızıl bir renkte, kayalar da parça parça. Çiçekler bu kayaların arasında dekoratif bir görüntü sergiliyorlar.