17-18 Mayıs Datça’dan Görüntüler

Muğla Cennet Kalsın pankartı önünde diğer bisikletçiler de poz verdi. Datça’dan Ümit Kırcalı 11. Gökova Bisklet Turu yazısının önünde görülüyor. Geçmiş yıllarda bu tur ” Gökova Pedallarımın Altında ” sloganı ile Karaköy’e feribotlarla gelip Aktur tarafına devam ediyordu. Birkaç kez karşılamıştık, köylerde etkinlikler olmuştu. Şimdi o günleri arar olduk, eski sayfalarım olarak arşivde yerlerini aldılar. Yemekten sonra bisikletçilerin bazılarının durağı Eski Datça oldu.

Burada da parça parça gruplar halindeydiler, ben de ne zamandır Eski Datça’ya gelmemiştim, neler oluyor bir göreyim dedim. Bu sayede bisikletçi arkadaşları Eski Datça’da görüntüleme imkanım oldu. Değişik vilayetlerden, güleryüzlü insanlar, spor, sanat böyle bir şey.

İstanbul’dan Datça’ya gezmeye gelen arkadaşlarımızla çabuk kaynaştık, Datçayı çok sevmişler. Sevmişler de Datçanın kaderi mi ne, çok seviyorlar ama ölümcül bir aşk bu. Bir daha gezmeye gelmekten çok yerleşelim derdinde birçoğu. Belki onlar da kendilerine göre haklı, büyük kentler insanları boğar oldu ama bunun sonu nereye varır. Datçamız tükeniyor, burası da nefessiz kalınca ne yapacaksınız, yeni bir yer mi?

Sokaklar yeni yapılarla yeni görünümler aldı, çiçeklenince güzel görünür. Atölyeler açık, cafeler de son hazırlıklarını tamamlıyor. Bundan sonra gidip dinleneceğim, fotoğraflar çekeceğim, yeni arkadaşlar tanıyacağım.

Eski Datça’dan Karaköy’e doğru yola çıktım, arabama benzin alıp sanayiye uğramam gerekiyordu, buraya kadar gelmişken Karaköy’e de uğrayayım dedim. Epeydir o tarafa  yolum düşmemişti. Yeni yollarımız asfalt oldu, son eksiklikler tamamlanıyor ama bizi bir azap ta bekliyor diyebilirim. Nasıl bir planlama anlamak mümkün değil, birçok kişi şaşkın vaziyette. Düşünün Eski Datça’dan Hızırşah yoluna çıktım, koca bir mahalleye açılan yol, ama karşıya geçmek mümkün değil. Kapalı, kilometrelerce gidip döneceksin, bu birçok yerde aynı, ben evime geçemeyeceğim mesela, Petya yolu da kapalı oradan da geçiş yok. Benzin istasyonlarına girmek bayağı sorun ben anlayamadım, herkes aynı sıkıntı içinde.  Döner kavşaklar çok ilginç. Sağlıklı işleyen bir yol olsun ama insanların yaşamlarını bu denli zorlaştırmak nedir. Biz o kadar zengin bir ülkemiyiz, yakıncacık bir yere kilometrelerce gidelim. Tamam yol yapım aşamasında bazı sıkıntılara katlanalım ama insana verilen değer bu mu. İki kez arabamın altını vurdurdum, çaresi çok basitti, biraz kum dökecekler, bir ay öyle kaldı, şimdi de farklı değil, kimsenin umurunda değil. İnsanlarda da bir uyuşmuşluk var, her şeye razılar. Bir anket yapın neler duyarsınız. Evinizden yola çıkamıyorsunuz, evime 50 metre uzaklıktaki yola inmek için bir ay 2 kilometre yol katettim.

Karaköy yolunda bisikletliler ikişer, beşer gruplar halinde yol alıyorlardı. yol üstündeki zakkumlu bir yerde durarak geçen arkadaşların fotoğraflarını çektim, güzel görüntüler ortaya çıktı.

Tura katılan çok sayıda kadın bisikletçi de vardı, konuştuğum bir arkadaş Bisiklet Özgürlüktür dedi. 19 Mayıs akşamı bisikletçilerimizin de bir etkinliği olacak, bildiğim kadarıyla Datça Kaymakamlığı organize ediyor. Biskletçiler demişken yeni yollarımızda çok geniş kaldırımlarımız oldu, Reşadiye’ye yürümek zevkli olacak ( tabii kaldırımlar vasıtalarla kapanmazsa ) . Bir de ileriyi düşünerek bisiklet yolu olsaydı ne güzel olurdu. Gelişmiş, milli gelir olarak bizden çok yukarılardaki ülkelere bakın hepsinde bir bisiklet. Kentler egzos gazıyla boğuluyor, benzin desen dışarıdan gelen bir şey. Ucuz, sağlıklı, bir taşıt, insanları teşvik edelim de nerede kullanacaklar.

Sayfalar: 1 2 3 4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir