Masaya oturunca yanımızdaki arkadaşların fotoğrafını çektim. Biraz dinlendik, köfte-ekmek yaptırdık, karnımızı doyuralım öyle dolaşalım dedik. Çocukların oyunları başlamıştı, büyükler de onları heyacanla izliyorlardı.
İçecek satan arkadaşların yanına geldiğimizde onlarla sohbet edip fotoğraf çektirdim. izmir’den Lokman arkadaş ta buradaydı. Öğrencim Gülfidan Birsen kızıyla içecek birşeyler almak için gelmişlerdi. satış tezgahında Emecik, Kızlan koalisyonu vardı. Esat Uçar ve Kadir Gülhan Emecik’ten, Fatma Topaloğlu ve Tugay İlhan Kızlan köyündendi.
Çocukların oyunu bitince meydan büyüklere kaldı, Davul zurna eşliğinde oyunlar oynandı. Öğrencim Gümsüm Güllü Toker’in ızgara tavuklarından tattık. Bu arada canım tatlı istedi, canım şunu istedi dediğim yaşamımda çok az an vardır, bugün istedi işte , şerbetli lokmalardan yedik.
Yürüyüş arkadaşlarım günün tadını çıkaranlardan, Ümit Kırcalı, Leyla Arslan, Aynur Altuğ o anlarda.
Arkadaşım Lokman ile yeni tanıştım, Datça’ya yerleşmeye karar verdi, buraları seviyor, sakinliği, doğayı, hayırlısı olsun diyeyim. Böyle işte bir Akdeniz’den Ege’ye de geçti, herşeyin hızla geçtiği gibi, yağmura falan yakalanmadan dönelim diyerek arkadaşım Ekrem İpek ile geldiğimiz yoldan Yeldeğirmenlerine yürüdük. O gün arada bir çiselese de tam bir yağmur olmadı ama bugün bu yazıları yazarken güzel yağmur yağdı. Bahar yağmuru gibi usul usul yağdı zaman zaman, yapraklardan süzülen bir damlayı izlerken yüreğin yağmurlarında gözlerden süzülen bir damlayı anımsattı, hafifçe yanaklardan aşağıya süzülüp giden.Geleneksel olarak her yıl mayıs ayının ilk pazar günü yapılan Akdeniz’den Ege’ye Doğa ve Dostluk yürüyüşünün 15. si yağmurlu havaya rahmen birçok doğaseverin katılımıyla gerçekleşti.
Saat 10.00 a doğru Cumhuriyet meydanında toplanılmaya başlandı, daha önce gelenlerin içinde tanıdık arkadaşlarımızın yanında tanımadığımız kişiler de vardı. Hatice hanım ve oğlu Alp oradaydılar.Daha sonra yürürken konuştuğum arkadaşlara bakarak Datça dışından gelip yürüyüşe katılan birçok kişi olduğunu gördüm. Doğa yürüyüşçüsü arkadaşlar da etkinliğe destek verdiler. Yürüyen çoğu kişi Datça’ya gelip yerleşmiş, bu coğrafyaya aşık kişilerdi, gördüğüm kadarıyla Datça’nın yerli halkından yürüyüşe ilgi bu yıl da olmadı. Oysa 12 ay doğa yürüyüşü yapılabilecek bir yer olan Datça’da Turizmden ekmek yiyenlerin en önde olması gerekmez mi, tabii bunun sebebini tam olarak anlamış değilim. Bulutlu, güneyli rüzgarların estiği, her an yağmur yağacakmış gibi bir hava vardı.
Suların testilere doldurulması zamanı gelince kalabalık kıyıya gelerek bu olayı görüntüledi ve izledi. Datça Belediye başkanı Şener Tokcan, Datça Turizm ve Çevre derneğinden Hüseyin Tüzün, İzmir’den yürüyüşe katılan bir arkadaş ellerinde testilerle sahile geldiler.
Bu kez güzel bir düşünceyle testilere su doldurulurken çocuklar da yardım ettiler, yarının büyükleri olarak gelecekte belki de bu wwwlere öncülük edecekler.
Kısaca konuşmalar yapıldı, bu konuşmalarda genelde aynı şeyler söyleniyor doğal olarak, dalgaların sesinden konuşmaları alamadım zaten.
Testilere suyu doldurmak kolay olmuyor, dalgalar da bu işi zorlaştırdı. Bunca yıldır bu wwwte böyle bir hava ile karşılaşmamıştım, oldukça sıcak, sakin bir havada yürürdük. Bu kez tam yürüme havası, tabii yağmur yağmaması dileğimizdi, herşeye hazırlıklıydık.
Sayın Hocam,
Şapka şemsiye için teşekkürünüze gerek yok. Bu da bizim görevimiz olsun.
Bu faaliyetlerden haberdar olmak adına; Sizin vermiş olduğunuz emek, çaba, harcadığınız zaman karşısında, benim gibi Datça sevdalılarını ne kadar mutlu ettiğinizi biliyor musunuz?
İstanbul dan istemiş olduğunuz her hangi bir husus olur ise emrinizdeyim hocam.
Sağlık ve esenlikler dilerim
Saygılarımla,
Ahmet AKÇAY