Yerel Tohumlarla Üretilen Fideler Toprakla Buluştu.

Nazmiye Halvasi ve Feyza Ayvaz arkadaşlar geçerken uğradılar, arkadaşlarıyla sohbet esnasında görülüyorlar.

Zeki bey tarlanın her tarafında, elinde kağıt kalem, karışıklık olmaması için uğraşıyor. Büyük bir arazi, nereye ne dikildi karışabiliyor. Toprağa uzanmış dinlenen bir arkadaş, fotoğraflar anlam yüklü. Toprak ki bütün negatif enerjileri üzerimizden almakta. Toprağa baktıkça Aşık Veysel’in o güzel türküsünün sözleri geldi bir an aklıma. ” Dost dost diye nicesine sarıldım, Benim sadık yarim kara topraktır ” diyen dizeler.

” Koyun verdi kuzu verdi süt verdi
Yemek verdi ekmek verdi et verdi
Kazma ile döğmeyince kıt verdi
Benim sadık yarim kara topraktır ”

Toprak gibi, bu toprağın tohumları gibi ozanlarımızı da unuttuk, ne güzel dizeler, türküler. O kadar televizyon kanalı, radyo var onların bu güzel şiirlerini, türkülerini duyamazsınız. Bazen acı söylemişler, bazen güzel ama doğruyu söylemişler hep.

Mola zamanı, arkadaşlarımızın yaptığı kekleri yedik, çaylarını içtik. Çok sıcak, samimi bir ortam vardı. Yüzlerde bir huzur, yaptıkları bu güzel çabanın anlamı onlara bu huzuru, mutluluğu veriyordu. Arkadaşlarımızın bazıları Datça’da yeni, bu gibi etkinliklerle kısa zamanda yeni arkadaşlarla tanışıp, kaynaşılıyor. Sohbet esnasında menfaat gütmeyen, içten insanların bu sayede bir araya geldiğinden söz ediyoruz.

Turgut Göktuğ sohbet esnasında ben buraya geldim, çocukluğumdaki güzellikleri buldum diyor. Bunu ben de dahil birkaç kişi daha söyledi, çocukluğumuz ne kadar önemli. Yaşadığımız çevre, o çevredeki insanlar bizi şekillendiriyor. Bizler doğa ile, toprak ile iç içe büyüdük, bu yaşamımız boyunca bizi etkilemiştir. Gittiğim yere ilk işim bir şeyler dikmek olmuştur hep. Zeki bey de bir ara çocukluk günlerinden söz ederken aileden bu geleneği aldığını söylemişti. Mesela ben çocukluğumun bağlarda geçen günlerini hiç unutmadım, evimi çocukluğumun geçtiği bağlardan getirdiğim asmalarla doldurmamda bunun etkisi büyük.

Mola vermişken toplu fotoğraf çekelim dedik, arkadaşlarımızın fotoğrafını çektik.  Zeki Karacan,Turgut Göktuğ, Nalan Göktuğ, Sahaver Dalgıç, Gülgün Barın, Güler Bal, Nurdal Türker , Ümit Kırcalı , Jüride Erdem , Naciye Büyük Yıldız, Kadir Solmazlar , Ali Baba Koç, Lale Ergüer, Mustafa Yılmaz.

Sonra hemen çalışmalara devam ettiler, sanki ücretli çalışan işçiler gibi.

Bir hafta önce dikilen domatesler bayağı canlanmış, fotoğrafı iyi çekememişim. gelecek günlerde bütün fideler, tohumlar kendini göstermeye başlayacak.

Yerel Tohum Derneği’ne ve gönüllü olarak onlara destek veren arkadaşlara kolay gelsin diyorum. çalışmalarının başarıya ulaşması en büyük dileğimiz, ilaçsız ürün yetiştirecekler. Başarmaları karanlıkta parlayan bir ışık olacak.

Sayfalar: 1 2

Bir yorum

  1. Çok faydalı bir yazı.Zeki bey ve arkadaşlarını da tebrik ediyorum.Ben de yerli buğday tohumu ararken bu yazıya rastladım.Sivas Suşehri deyim bu tohumlar uygunmudur?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir