Duvarların arasında burada görüldüğü gibi serenlerin yerleştirildiği 12 tane boşluk var. Rüzgarla dönen yatay kısım çatının dışında yer alıyor. Burada 60 derecelik açılarla ve 120 cm genişliğinde birbirine paralel 12 seren bulunuyor. Altısı altta, altısı üstte. Bu serenler birbirine zincirle bağlı. Serenler arasına yelken olarak metal( çinko ) levhalar çakılmış. İğlik dönmeye başladığında iğlik’e bağlı fener taşı çevirerek dişliyi döndürüyor. Değirmenin üstündeki yatay eksen etrafında dönen yelkenler her rüzgarda dönüyor. Yatay eksen hiç yer değiştirmediği halde serenler arasında bulunan kızaklı kapıların hareketi ile her durumda yelkenlere rüzgarın gelmesi sağlanıyor.
Duvarlar içten ve dıştan kireç harcı ile sıvanmış.
Örneğine ülkemizde sadece Datça’da rastlandığı belirtilen bu değirmenin restore edilerek gelecek kuşaklara ulaştırılması duyarlı herkesin dileği .Turizmin hızla geliştiği Datçamızda gelenlere gezdirebilecek özel yerlerin ve eserlerin bulunması çok büyük bir artı getirecektir.
Yine Akın Pilavcı’nın verdiği bilgilere göre ilk kelebek değirmeni ( yöresel dilde Kölebek ) 1920 li yıllarda İstanbullu denilen birisi tarafından Ekincik- Avlana arasında patika yol üzerinde Kurubük denilen tepeye yapıyor.Bu değirmen daha sonra Sındı köyü Sazak mevkii karşısına taşınıyor.Bekir usta burada iki tane kelebek değirmeni yapıyor.
Bekir usta bu kelebek değirmenlerden bir tanesini Yazı Köyünden Hidayet’e satıyor. Ve 1948 yılından sonra ilk kez Çalıca denen mevkideki tepede kelebek değirmeni çalışmaya başlıyor.
Motor gücüyle çalışan değirmenlerden sonra da bu değirmen bir müddet faaliyetini sürdürüyor.