17 Mart 2011 tarihinde Hızırşah Köyünden öğretmen arkadaşım Sedat Kaya ile Hızırşah arazilerinde gezerek Yarımada’nın doğası ve geçmiş tarihi ile ilgili yeni bilgiler öğrendim. Hızırşah Datça’ya geldiğimden bu yana Doğası ve sosyal yapısı ile beni büyüleyen köylerimizden. Ama bu gezide antik dönemlerdeki Hızırşah ile ilgili bir çok kalıntıyı görmek beni daha da şaşırttı. Geziye başlarken böyle görüntülerle karşılaşacağım hiç aklıma gelmemişti, benim için ilginç bir gezi oldu.
Badem ve zeytin ağaçlarının arasından dere gibi kıvrılan yollarda yürüdük, bademlerin yeşillenmesi doğaya ayrı bir güzellik katmış.
Bu kırmızı laleler burada oldukça çoktu.
Sedat arkadaşım Tarih öğretmeni, aynı yıl emekli olduk , uzun yıllar birlikte çalıştık. Bu gezide yörede tilki diye bilinen kuşkonmaz bitkisinin filizlerini topladı ve dönüşte bana verdi , yumurtalı kavurması oluyor.
Tepeler , vadiler arasında yemyeşil bir doğa.