Zirveye çıkarken yapılara ait olabilecek temel ve taş yığınlarına rastlıyoruz. Knidos arap istilasından sonra kendini toparlayamadı. Halk korsan saldırılarına karşı bu kalelere sığındı.
Zirveden Yakaköy, Cumalı arazileri görülüyor, burada harçla örülmüş yapılara ait kalıntılar var. Akın Pilavcı ile Avni Aslan bu yörenin çocukları , kalenin üstünde eski anılarını konuşmaya başladılar. Çok eskilere gittiler, heyacanlı ve mutlu görünüyorlardı, ben de o anı fotoğrafla belgelemiş oldum.
Kalede iki tane sarnıç var , birinin tonozlu çatısı duruyor. İçinde duvarlar su geçirmeyen horasan harcıyla sıvılıymış, büyük bir kısmı dökülmüş.
Diğer sarnıcın üstü açık, çatısı büyük ihtimalle çöktü. Sarnıç duvarlarının üzerindeki derin dar bir kanal suların sarnıca girdiği oyuğa kadar devam ediyor.
Sur duvarlarından geriye kalanlar.
Kaleyi gezdikten sonra Sedat arkadaşımla tepeden gördüğüm konağa benzer yapıyı görmeye gittik. Golli’nin İrmesi denilen dere yatağı şeklindeki yoldan yürüdük ama zaman zaman tarla kenarlarından gitmek gerekiyor.