palamutluk gezisi

Kargı Deresi’nden Kızılova’ya – Bir zamanların Yaşam Alanlarında Bir Gezi

Sarnıç karşımıza çıkmayınca geride mi kaldı diye düşündüğüm oldu ama bir yandan da kerteriz aldığım dağın durumu önümüzde dedirtiyordu. Bu arada ağaçlar arasında eski yaşam kalıntıları sıkça karşımıza çıktı. Burada bir yerleşim varmış, birazdan göreceğimiz devasa sarnıç ta bunun kanıtı.

Ve nihayet sarnıç göründü, Datça’daki en büyük sarnıç, çok büyük bir kubbesi var. Bu kubbeyi duvarlar taşıyor, bu yüzden bir metre kalınlığındalar.

Bu sarnıca birçok kez geldim ilk kez içinde su görüyorum, zemini bozulduğu için su tutmuyordu ama yağmurlar artık öyle yağmış ki burada bile su var diyorum. Maalesef Datçamızda sarnıçların birçoğu  zamana dayanamayacak durumda, kimsenin de bir proje geliştirdiğini görmedim, geçmiş yaşamın en büyük izleri.

Burada mola verdik, çok güzel bir yer.

Bu yapıların zarar görmesindeki en büyük etken kubbelerindeki koruyucu horasan harcın dökülmesi, taşlar yağlı çamur ile örülmüş, açıkta kalınca yağmurlardan etkileniyorlar. Dış duvarlardaki çatlaklar da her yıl biraz daha büyüyor. Böyle bir yerin gelişmiş, modern bir ülkede olduğunu düşünün neler yaparlardı kimbilir. Yapı hemen restore edilir, çevre koruma altına alınır, insanların gezmesine açılırdı, ama çevreye doğaya zarar vermeden.

Yolumuz üzerinde birden çan sesleri duyuluyor, Datçalı çoban Ali Aslan’la karşılaşıyoruz, 50 yıldır bu doğada hayvanlarını otlatan Ali Aslan’a çevredeki dağ ve mevkileri soruyoruz. Kerteriz olarak aldığım tepenin adı Savraz, çevrede Muço ve Alazeytin gibi tepe isimleri var. Yeni gelen çobanlardan yakındı biraz.

Kızılova’ya doğru yürüyüşümüze devam ederken bizimle gelen İlgi arkadaşın dikkatini çeken yapı kalıntısı benim için sürpriz oldu. Küçük bir şapel kalıntısı, oldukça küçük, bunun gibi örneklere bu gibi yerlerde rastladım. Üstündeki tonoz örtü yıkılmış, duvar üstlerinde izi duruyordu. Doğuya bakan açık kısımda apsis’in temel taşları duruyordu. ( bizdeki mihrap gibi )

Kısa bir zaman sonra Kızılovada’yız, yükseltilerin arasındaki bu  düzlüklerde bir zamanlar hareketli bir yaşam vardı, hayvan sürüleri otlarken , insan seslerini duyabiliyordunuz. Burada birçok yapı kalıntısı bulunuyor.  Düzlükler şimdilerde frigana türü bitkilerle kaplı, çevrede zeytinlikler var. Yamaçlarda maki türü aşılanmamış zeytinler, pinarlar sık bir şekilde yayılmış.

Sayfalar: 1 2 3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir