Ağaçlarla kaplı derin bir vadi, karşıda Karadağ görülüyor.
Karşı tarafımızda bir tepede ağaçların arasındaki, sıcak yeşillerle, sarılarla kaplı düzlük hemen dikkatimizi çekti. Devletten 49 yıllığına kiralanmış arazilerin yakınından geçiyoruz, dikili pek birşey göremedik, su yok buralarda. Hızırşah arazilerinde bu şekilde birkaç tane arazi var, dönümlerce alanlar.
Çiftliği gördüğümüz tepede bitki örtüsü çok sıktı, oradan iner inmez kendimizi ormanın içinde bulduk. Buradan tekrar dereye doğru indik.
Çok çiğ vardı, geçen yıl Hızırşah arazilerinde bu zamanlarda yaptığım bir yürüyüşte çiğ nedeniyle zor durumda kalmıştım, ayakkabılarıma kadar su girmişti, yağmurda öyle ıslanmazsınız. Tropikal bir ormanda gibisiniz, buraları çok özel yerler. Bu kiralanan çiftliklerin Hızırşah bölgesinde çok olması bence tedadüf değil.
Bu kısımda kanyon dere şeklinde, derenin ortasında hızla akan suya cesurca direnmiş büyük ağaçlar var, kökleri dışarılara çıkmış. Geçmiş yıllarda yağmurlar daha çok yağarmış eskilerden birçok kez dinlemiştim. Derelerden sular yaza kadar durmadan akarmış, hatta bazı yerlerde yazın bile akan dereler olduğunu söylerler.
Buralarda bu ağaçlar beni şaşırtıyor, andız mı, ardıç mı bazen karar veremiyorum.
Suyun geçtiği yer, kaya büyük bir boru şeklini almış.
Merhaba Muzaffer Bey. Sizi hayranlikla takip ediyoruz ailecek.
Biz de Datca Sevdalisi bir aileyiz. Badem agaclarini sayenizde doya doya adeta ordaymisiz gibi seyrettik. Yazdiklarinizi büyük bir zevkle okuduk ve okuyacagiz.
Ellerinize saglik.
Almanya’dan cok selamlar. Sevgilerimle.
http://www.facebook.com/fikret.simsek.509