İşletmecisi Ebru Tepoğlu ile tanıştık, bu işten zevk alan samimi, içten bir kişi. Kadın eli değmiş derler, burası da öyle olmuş, Ebru hanım güzel, dinlendirici bir mekan ortaya çıkarmış. Her yerde onun zevkini görebiliyorduk. Kendisi beni tanıyormuş, buraya gelirken web siteme sıkça bakmış, sıcak bir insan. Buraya gelen insanların öyküleri benim ilgimi çeker, birçok şeyi bırakıp, bu sakin yerlerde yaşamayı seçmek. Tabii peynirli baklava hazırlandı masamıza geldi, sade, değişik güzel bir tadı vardı. Ebru hanımla dört odalı konaklama tesisini gezdim, 1+1 odalar, pırıl pırıl tertemizdi. Güzel işler yapan, yeni bir bakış, tat getiren herkesi bu sayfalarımda desteklemeye çalışıyorum. İyi niyetli, dürüst insanlar olması benim için önemli. Bana mail atmaları yeterli.
Knidos Akademi’ye doğru giderken gördüğüm bir manzara beni üzdü, tabii bu ülkede bu çok normal karşılanıyor, biz herhalde çok farklıyız diyorum bazen. Yaka köye girerken Kumyer’e dönülen köşede bir çitlembik ağacı var buralarda bu ağaca meniş, mengiç, menengiç gibi isimler de veriliyor. Köylüler burada bir araya gelip sohbet ederler, yazları da ürünlerini sattıkları yerler. Artık gençler ovalara indiği için çoğu yaşlı kişiler. Burada çok güzel fotoğraflar çektim, bu ağaç ve çevresi hep ilgimi çekmiştir. Yaşını bilen yok, kadınlardan birisi rumlar zamanından diyor. Burası aslında bir kutsal alan bana göre, çok uzun yıllardır insanların bir araya geldiği, buluştuğu. Bu gibi ağaçlar da önemlidir. Buraya yapılan bu durak hiç hoş olmamış, bu gibi kültürel alanlar korunmalı, durak koyacak bir yer mi bulamadınız. İnsanımızda kültürel değerlere saygı, ince düşünme maalesef yok. İyi bir iş yaparken buradaki dokuyu bozmanın anlamı nedir. Aynı şekilde telefon elektrik getiriyorum diye her tarafı görüntü kirliliği yaratacak şekilde tellerle donatmak gibi. Bizim gençliğimizde bu konulara daha dikkat edilirdi, öyle güzel görünürlerdi ki telefon direklerinin resmini yapardık. Tabii konuştuğum köylüler bundan rahatsız değildi, yağmurdan korunuyoruz diyenler oldu, burada atalarınız otururdu, sizin için hiç anısı yok mu demişim.
Bunaltıcı sıcakta en güzel yerlerden biri Palamutbükü, Dostlar restoranda ılgın ağaçlarının altında bir masaya oturduk. Güzel bir serinlik vardı, yüzenler güneşlenenler olsa da ortalık sakindi. Eylül buralarda bir başka güzeldir, tadını çıkaranlar iyi bilir. Tabii artık okullar açılacağı için bu imkanı yakalamak herkes için mümkün değil. Bir gün onların da Eylül’de buralarda dinlenmesi dileğim.