Arkadaşlardan ayrıldıktan sonra ben gezime devam ettim, Eski Datça ile ilgili bilgi verdiğim sayfamı güncelemek açısından da iyi olacaktı. Geçen yıl Can Yücel sokağının girişinde yapımına başlanan yapı tamalanmış, Cafe olarak hizmet veriyor. İşletmecisi Sinem ve Bülent arkadaşlarla tanıştım, bahçelerinin fotoğrafını çektim. Sıcak, samimi insanlar..
Turizm işi yapan insanlar güler yüzlü olmalı, sempatik olmalı, Sinem arkadaşımız Agapi Cafe’nin önündeki oturma yerinde beni kırmayarak bu pozları verdi.
Çarşı Sokağı’nda yürüyüşüme devam ettim, güneş karşı duvarlara vuruyordu, bu durum o anlarda istediğim gibi fotoğraf çekmemi engeledi. Biraz daha bekleyeyim diye düşünürken buradaki atölyeleri ziyaret ettim. Sağ tarafta restore edilen mengen’de Altüst isimli atölye var, geçen yıl hep kapalıyken denk geldim, önünde atölyeyi işleten Özge Yenal arkadaşımız oturuyordu. Kendileri Eski Datça’daki Koop’ Suites’ Butik Otel’in de sahipleri. Koop’ Suites Eski Datça’nın sakin bir yerinde 5 dönüm yeşil bir arazinin içinde yer alıyor.
Sol tarafta Nevo Datça var, Nevin Hirik arkadaşımızın kendi tasarımları, resimleri bu küçük atölyede sergileniyor, çalışmalarına da burada devam ediyor. Eski Datça’nın restore edilen eski evlerinden, Rumlardan kalma. Taş duvarlara pencereden vuran güneş ışığı sıcak renklerle hoş bir atmosfer yaratıyor. Eski Datça’ya geldim mi buradaki işletmeci arkadaşları ziyaret eder onlarla sohbet ederim. Nevo Datça’da daha önce tanışmadığım Sena arkadaş ile tanıştım, Arkeoloji bölümünü mezunu.
Sevo Datça’ya girmeden önce kapının yanında selfie çeken arkadaşlar vardı, ben de sizi çekebilir miyim deyince neden olmasın dediler ve bu pozlarını çekmiş oldum. Eski Datça bu yüzden bambaşka bir yer, gerilim yok, insanlar kendilerini başka bir dünyanın kapısından içeriye girmiş gibi hissediyorlar. Suratı asık, fotoğraf çekmeme izin vermeyen çok az insanla karşılaştım şimdiye dek.
Nevo Datça’da fotoğraf çekerken kapıda kucağında minik köpeği ile beliren arkadaş ta objektifime takılanlardandı .
O gün Datça’da insanı rahatsız edercesine esen bir karayel vardı, yolda sohbet ettiğim bir arkadaş bir ara rüzgar hep böyle eser mi diye sordu. Geçmiş yıllarda daha çok estiğini, şimdilerde iklimlerdeki değişikler nedeniyle bu rüzgarların fazla esmediğini söyledim. Bu esen sayılı fırtınalardan, her yıl zamanı gelince eser, sadece buraya mahsus değil. Tabii bu kadar sert değil ama biz rüzgara çok alıştık, esmediği zamanlarda nefes alamıyormuşuz gibi oluyor.
Sevo Datça’dan karşı taraftaki Altüst Sanat’a geçtim, Özge arkadaş köşede işine yoğunlaşmıştı. Eski Datça’daki güzel mekanlardan biri, orjinal çalışmalar sergileniyor. Burası eski, tozlar içinde bir mengen ( zeytinyağ üretim atölyesi ) iken aslına uygun restore edildi.