Şerife İzgi yengesinin serasında domatesleri taşırken, 13 yıl olmuş Datça’ya geleli. Biz konuyu açmadan kendileri açtı, ilaç vermiyoruz kendimiz de bu ürünleri yiyoruz dediler. Tabii tuta denen tırtıllar domateslerin yapraklarında görünüyordu, birisini alıp gösterdiler, ilaç atsak bunlar olmazdı diye. Tabii yine de birkaç haftada bir ilaç atmak gerekiyormuş. Her yer kapalı olduğu halde bu zararlıların nasıl buraya girdiklerini merak ettim, fidanlarla geliyorlar dedi üretici arkadaş. İsrail tohumu, tohumlar bu zararlılara karşı dayanıksız, yerli fidanları denemişler bir tane döküm olmamış.
Zaten tohumu, ilacı üretenler genelde aynı firmalar, üreticiyi böyle bir kısakacın içine almışlar. Tabii sonunda fiyat ve sağlık olarak iş bizlere dayanıyor.
Serada birkaç çeşit domates vardı, seyit, gül boynu, salkım, anıt, seval gibi cinsler bunlardan. Hatice hanım öldürdüler bizim yerli domatesimizi diyor. Fidanlar bize hastalıklı olarak geliyor demesi yeni aldığım bir bilgiydi. Virüsü fidana yerleştiriyorlar, ufacık fidanı dikerken gördük tutasını diyorlar, ürün ilaçsız yetişemez duruma geliyor. Fidanların dibinde siyah naylonlar vardı, ot çıkmasın diye koymuşlar.
Tutalar naftalinin kokusunu sevmiyorlarmış, her tarafta asılı naftalin torbaları ve kapları vardı, zaman zaman karıştırıyorlarmış. Bizim de çocuklarımız var, elimizden geldiğince sağlıklı bir ürün üretmeye çalışıyoruz diyorlar. İlacın çalışanlara da çok zararlı olduğunu belirttik. Nemi, ısıyı gösteren aletler vardı, ısı 32 derece civarındaydı, sera için oldukça sıcakmış. Seraya birleşik diğer kısımda salatalık gibi sebzeler vardı. Biraz ileride naylon bir kap asılıydı Bombus arıları için kovanmış, ama arıları görüntüleyemedim. Serada tozlanma arılar vasıtasıyla oluyor.
Maalesef bu tuta denen zararlıyla tam olarak bir mücadele yöntemini göremedim. Yalnız dikkatimi çeken ilaç atılan bölgelerde bu zararlılar eksileceği yerde artıyor, mesela Betçe tarafında bu duruma pek rastlayamadım, tabii domateslerin yerli fidanlar olması da önemli ama tek ölçüt değil, bu bölgelerde deneyenleri gördüm. Sonuçta doğa zehirlendikçe denge bozuluyor ve yeni yeni zararlılar ortaya çıkıyor. Bu durumda nasıl kurtuluruz bilemiyorum.
Çoluğu çocuğu için evine bir katkı sağlamak amacıyla alınteri ile burada çalışan emekçi kadınlarımıza, saygı duymamak mümkün mü? Kiminin çocuğu dışarıda okuyor, kimi ilkokulda. Öğle zamanı yemek molasına da denk gelmiş olduk, sofra kurulup etrafına oturdular. Emekçi kadınlarımızın günlerini kutluyorum, eşleriyle, çocuklarıyla mutlu bir yaşam diliyorum. Bizlere çok misafirperver davrandılar teşekkürler.
Biraz ileride Derinbahçe restorana uğramadan olur mu, Cahide hanım gelini Tuğba Dede ile bahçede çalışmaktaydı. Cahide hanım da çalışkan emekçi kadınlarımızdan. onun gözlemelerini yiyenler iyi tanırlar, Maşallah diyeyim çalışmak onlar için nefes almak gibi.