Çam ağaçları yükselen güneşe karşı serin bir ortam sunuyor , çevreyi biraz gezdiğimde poşetler, atıklar ilk dikkatimi çeken şeyler oldu, diğer yandan çam ağaçlarının arasında yakılmış bir ateşin izleri ürkütücüydü. Kuru çam yapraklarının arasında, kesinlikle ateş yakılmaması gereken bir yer.
Güneşin denize vuran ışıkları Simi adası taraflarında parıldarken, bir balıkçı teknesi ağlarını toplamaya gidiyordu, uzaklardan geçen tekneler görünüyordu. Kısa bir zaman sonra etrafımızı saran yaban arıları oldukça rahatsız edici idi, geçmiş yıllarda bu koylara ağ attığımda da bu arılar nedeniyle zorluklar yaşardım. Bunların çoğalmasında buralara bırakılan yiyecek artıklarının ve çöplerin etkisi olabilir mi bilemiyorum. Hele yanınızda bir yiyecek varsa bu koyda durmanız zor.
Arılar rahatsız edince diğer taraftaki Armutlusu’ya doğru yürüdük, yamaçtan aşağıya doğru inen bir patikadan koya indik. Günlük gezi tekneleri dönüşte bu koya mutlaka uğrarlar, aynı anda birkaç tekne bir araya gelir ve çok sayıda kişi havuz gibi duran bu koyda kendini serin sulara bırakır.
Burada da biraz yüzdükten sonra dönüşe geçtik, hava oldukça ısınmıştı ve sıcaklık rahatsız etmeye başlamıştı. Yazımın başında da belirttiğim gibi biz yürüyüşe biraz geç başladık, döndüğümüzde saat 11.00 i geçmişti.
Sıcağın da etkisiyle etrafa keskin bir çam kokusu hakim olmuştu.
Güzel bir doğanın içersinde yorucu olmayan bir yürüyüş, Yarımada’nın birçok yerinde bu manzaraları görürsünüz ama ulaşım zordur, uzun yürüyüşlerden sonra ulaşabileceğiniz yerler. Bugün yürüdüğümüz koylar merkeze yakın, kısa bir yürüyüşle varabileceğiniz yerler. Kargı koyu merkeze 3 km mesafede, oradan 20 dakikalık bir yürüyüşle bu güzel koylara ulaşabiliyorsunuz, herkesin yürüyebileceği bir parkur.