Datça Yerel Tohum’dan Nalan Göktuğ , biz Datça’ya doğal besleneceğiz diye geldik ama durumun böyle olmadığını görerek bu çalışmalara gönüllü olduk dedi. Doğa gezilerinde gördükleri ilaç kalıntıları onu çok etkilemiş.
Duygu Özaşık Ambarcı Caddesi üzerindeki Datça Mezeevi’ni eşiyle birlikte çalıştırıyor. Tezgahında kendi ürünleri yiyecekler vardı. Dükkanlarında yemek yenebiliyormuş, çiğ köfte, fellah köftesi, bademli kabak, sarma, deniz ürünleri, pancar ürünleri o an için sayabildikleri. Dört aydır Datça’dalar.
Aydil Evirgen Ertuna tezgahında nakışlı el işlerini sergilemişti. Dört yıldır Datça’da.
Birten Naliş geri dönüşüm çalışmalarını tezgahında sergiliyordu. Her türlü malzeme onun yaratıcılığında birer sanat eseri oluvermiş. Birten Naliş’in ” Mutfak Büyücülerimden Masallar ” isimli kitabı var.
Gülizar Turgut’un tezgahında çeşitli malzemeler üzerine yaptığı boyama işleri vardı, merakla bu işlere başlamış.
Sezen Tulgarer 10 önce başarılı bir avukat iken içinden gelen seslere kapılıp kuyumcu atölyelerinde buluvermiş kendini. Sonrasında İtalya’da Kuyumculuk tasarımı üzerine üç yıl eğitim görmüş ve son durağı Datça.
Mahmut Babal kızı Hatice Babal’ın yaptığı örgü çalışmalarını sergilemişti. Hatice hanım ” bebekçi kız ” adıyla internet ortamında sipariş alıp ürünlerini satıyor.
Mira Özlem Özeren paylaşım sitelerinden tanıdığım bir arkadaşım, taşların üzerine kendi desenleriyle yaptığı resimleri paylaşımlarından da görmüştüm. Ürünlerinin satışından elde edilen gelir hayvanlar için kullanılıyor.