Eski evin çevresinden birçok fotoğraf çektik, gezerken gördüğümüz poşet atıkları, çalı çırpılar sokaların görünümlerini bazı yerlerde bozuyordu. Gezimiz boyunca serin bir rüzgar vardı, Alp arkadaşım bir ara buralar hep rüzgarlı mı diye sordu. Arka taraftaki yüksek dağların arasındaki vadilerden esen rüzgar, yazın buralarda yayla havası vardır.
Bu gibi gezilerin en güzel tarafı karşılaştığınız hoş sürprizlerdir, bu sevimli yavru da bunlardan, ürküyor gibi yaparken bir yandan da oyun oynamak istiyordu. Frenk incirleri ( dikenli incir ) ve kırmızımsı taşlarla örülmüş terkedilmiş yapı birlikte güzel bir kompozisyon oluşturuyordu.
Geçmiş yıllarda bir gezimde buradaki eski yapıların birçoğunu fotoğraflayıp arşivime atmıştım. Duvarlardan sarkan kapari bitkileri sokağa hoş bir görünüm veriyordu, meyvalarından turşu yaptıklarını biliyorum, yerli halk sever.
Yolumuzun üzerinde karşılaştığımız Emecikliler,karı koca küçük balkonlarında bu sakin atmosferde dinleniyorlar. Belki de çocukluktan bu yana yaşadıkları bu sade mekanda manzara çok zengin. Seden arkadaşım yol kenarındaki çiçeklerin fotoğrafını çekerken.
Biraz gidince bahçede uğraşan bir bayanla karşılaştık, dalmıştı bizi farketmedi, selam verdik, kolay gelsin dedik, sohbet ettik. Badem topluyormuş, şimdilerde badem toplama zamanı, bahçemizdeki bademlerin de kabukları çatladı, yarıldı.
Dönüşte dalları yerlere kadar sarkan harup ağacınının altından geçiyoruz. Işık oldukça azaldı ama o hala çok güzel görünüyordu.
Yol üstünde bir begonvilin çiçekleri yola yayılmıştı, Seden arkadaşımın pembe giysisi ile hoş bir görüntü ortaya çıktı.
Akşam telaşı sokaklara kadar taşmıştı, yol boyunca selamlaşarak yürüdük. Arkadaşlarıma teşekkürler, ortak duygularla güzel bir zamanı paylaştık. Ülkemin her yerinde birlik beraberlik içinde güzelliklerin, sevginin, dostluğun yaşanması en büyük dileğimiz. Maddi zenginlikler yüreği besleyemiyor, mutsuzlukların, doyumsuzlukların temelinde o var.