karakulak

Datça Yaban Yaşamı

Yaban keçisi (Capra aegagrus)

datça yaban doğasında yaban keçisi

Postları kısa, sık ve sert kıllıdır. Ergin tekelerde, çene altında sert kıllı, siyah ve uzun bir sakal bulunur. Erkeklerin boynuzları uzun ve geriye hançer gibi kıvrıktır. Her yıl büyüyen boynuz kısmı bir çizgi ve boğumla ayrılır. Bu çizgi ve boğumlardan yaş saptamasında yararlanılır. İyi gelişmiş bir erkekte 150 cm’ye kadar uzunlukta boynuza rastlanabilir.

datça dağ keçisi

Dişilerinde de 25-28 cm uzunlukta kısa ve küt boynuzlar bulunur. Renkleri kırmızı-kahverengi-gri, kışın soluk sarımsı gridir. Dişilerin renkleri daha açıktır. Erkeklerde bulunan omuz başından ön ayaklara, sırta ve enseye uzanan siyah kolon dişilerde bulunmaz. Çok ürkek bir canlı olup sürekli tehlikelere karşı tetiktedir.Başarılı bir tırmanıcıdır. Sabah erken saatlerde ormandan çıkarak yüksek yerlere otlamak için çıkarak akşamüzeri tekrar ormana geri dönüş yaparlar. Öğle sıcaklarında otlamaya ara vererek gölgelik alanlarda dinlenmeye çekilirler.

anne yaban keçisi ve yavrusu

Datça’da Kocadağ’ın yamaçlarında ve yüksek zirvelerinde mevsimlere gore farklı noktalarda yaşarlar. Gökova^’ya bakan kuzey yamaçlarını yaz ayları kışın ise Güneye bakan yamaçlarda faaliyet halindedirler. Yöre halkı tarafından geyik olarak adlandırılan yaban keçileri kaçak avcılık nedeni ile tehdit altında bulunmaktadırlar.

Kaya Sansarı

kaya sansarı

Kürk; sık kıllı, kalın ve parlak görünüşlüdür. Kış mevsiminde kürkün yaza oranla daha koyu bir hal aldığı görülmüştür. Koyu kahverengi olan kılların baskın olmasından dolayı genel renk dorsalde koyu kahverengidir. Bu bölgedeki kılların parlak olmasından dolayı, hayvan dışa daha parlak ve çekici görünmektedir. Ventral bölgede ise koyu kahverengi olan kılların hemen hemen yok denecek kadar az olmasından dolayı, bu bölgede genel olarak deve kılı rengi hakimdir. Kasıklarda bu rengin biraz daha açık bir hal aldığı görülür. Vücudun en uzun ve en sık kıllarıyla kaplı olan kuyruğun rengi, genelde dorsal kürkle aynı renktedir. Fakat bu renk uzun olan kuyruğun ucuna doğru daha koyu bir hal alır. Nispeten kısa olan ayakların rengi, kuyrukla aynı renktedir. Fakat kuyruğa oranla biraz daha koyudur. Kafa bölgesi ve kulaklar; vücuda oranla daha açık ve kısa kıllarla kaplıdır. Burun kenarlarında, her iki gözün üst kapaklarında ve alt çenede bıyık şeklinde kıllara rastlanır. Ancak, göz kapaklarında ve alt çenedeki bu kıllar sayı olarak burun bölgesindeki bıyıklardan daha az sayıdadır. Ayaklar, beş parmağa sahip olup, ayak tabanları ve pençeleri belirgindir.

Kaya Sarsarlarının Gerdanlarında alt çeneden başlayıp ön ayakların kaidesine veya üst kısmına kadar uzanan beyaz bir benek görülür. Bu benek arkaya doğru çatala ayrılarak birbirine paralel şekilde uzanır. Boynunun altındaki beyaz papyon görünümündeki leke Ağaç Sansarı’ndan farklı olarak bacaklara kadar çatallanma yapmaktadır. Kulak uçları yuvarlak değil üçgen biçimindedir. Burun ucu parlak ve pembe renklidir. İnsanlara yakın olan yerleşim bölgeleri çevresinde bulunur. Behçeleri, odun depolarını tercih eder. Yarıntılı, kesik arazili dağ ve ormanda ve daha çok ormanların kenarlarında bulunur. Kaya kovuklarında yuvalanır. Dağların 3000 metre yüksekliklerine kadar çıkabilir. Kaya Sansarı fırsatçı bir hayvandır. Bulduğu herşeyi yiyebilir, Küçük memeliler, kuşlar ve yumurtalar en çok tercih ettikleridir. Kuş yumurtalarının sarısını dışarı çıkarmak için yumurta kabuğuna küçük bir kesik atar ve afiyetle içer ve geride içi boş bir kabuk bırakır. Kurbağaları ve çeşitli omurgasız hayvanlarda beslenir. Yaz aylarında ise sulu meyveler, böğürtlen gibi meyveleri ve balı yer. Yiyecek bol ise depo eder. Yiyeceğin kıt olduğu kış aylarında leş de yer.Şartların daha serin olduğu kuzeye bakan yamaçlarda yaşamaktadırlar.

Bozayı (Ursus arctos)

boz ayı

Türkiye’de yaşayan ayı türünün bozayı olduğu bilinmektedir. Boz ayılar belirgin burun ve kafa yapıları, yuvarlak ve tüylü kulakları, küçük gözleri, iri vücutları sayesinde hemen fark edilir. Genel olarak boz renkten, kahverengiye, altın sarısına, griye, siyaha veya açık bej rengine kadar çeşitli kürk rengine sahiptirler. Kafaları genel olarak daha koyu renklidir ve sırtlarından beline doğru bir şerit bulunur. Ancak bulundukları yaşama alanına ve beslendikleri yere göre çok fazla morfolojik farklılık gösterirler. Yükseklerdeki kayalık alanlarda griye yakın tonlarda, kahverengi ve gümüş renginde olabilirler. Ancak açık alanlarda veya topraklı yamaçlarda boz veya kızıl-tarçın rengine yakın tonlarda olanları da vardır. Boz ayıların besin aralığı çok geniştir ancak genelde otçul diyeti seçerler. Büyük memelilerden, küçük memelilere, kuş yumurtalarından böcek ve larvalarına, bitki köklerinden meyvelere kadar çok farklı besinleri tüketebilirler.

lkbaharda zor iklim koşullarında arı kovanlarındaki bal ve larvalar ile yonca tarlalarından, yazın bahçelerdeki meyveler ve Hepçil bir canlı olması sebebiyle her türlü ortama uyum sağlayabilir. Deniz seviyesinden yüksek dağlara kadar birçok farklı habitatta yaşayabilir. Genel olarak besinin olduğu orman açıklıkları, alpin taşlık ve kayalık alanlar ile gündüz saklanabileceği kapalılığı yüksek ibreli ve yaprak döken ormanlık alanlarda ve insan etkisinde uzak alanlarda yaşamayı tercih ederler. Boz ayının tarladaki ürünler ile ve kimi zaman da evcil hayvanlar ile beslenebilirler. Yaşam alanları , yaban keçisi, yaban domuzu, karaca, sansar, tilki, kurt vb. hayvanlar ile örtüşebilir.

Boz Ayılar Datça Yarımadası’nın özellikle ormanlık kesimleri olan Kocadağ ve yarımadanın doğu kesimlerinde çok nadir olarak rastlanmaktadır. Anadolu doğasının besin zinciri açısından çok önemli olan bu türün olduğu habitatlar çok sağlıklı habitatlardır. Datça Yarımadası gibi bozayı için nispeten dar habitatlarda nadirde olsa bozayının olması, Datça’nın zengin doğasının en büyük kanıtı olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle yöre arıcılarımıza bozayının ekosistem için önemi anlatılmalı bozayıları koruyarakta arıcılık faaliyetlerinin aksatmadan nasıl yapılabileceği ve yöntemleri en kısa zamanda yerel halka anlatılmalıdır.

Yaban tavşanı (Lepus europaeus)

Türkiye’deki yabani tavşanlar, Avrupa’dakilerden biraz daha küçüktür. Kulakları çoğu kez arka ayakları kadar, bazen daha uzundur. Kulaklarını etrafa çevirebilirler. Yılda iki kez kıl değiştirirler. Yazın kahverengi ya da kahverengimsi gri, kışın daha açık ya da beyaz olurlar. Ortalama ömürleri 10-12 yıl kadardır. Tavşanların gözüne ışık tutulduğu zaman hiçbir yana kımıldayamaz. Otluk, ormanlık ve açık arazilik yerlerde, bataklık çevrelerinde ve 1500 m.’ye kadar dağlarda yaşarlar. Küçük toprak oyukları ve çalıların altına yerleşirler. Orta ve (İber Yarımadası hariç) Güney Avrupa’dan, Çin’e kadar görülebilen bayağı tavşan, Türkiye’nin her bölgesinde boldur. Yazın yeşil bitkiler, mantarlar, meyveler, kışın ağaç kabukları ve kuru bitkileri yerler. En sevdikleri sebze ise havuçtur.Ve genelde havuç yerler.Datça Yarımadası’nda özellikle makilik alanlar ve açıklıklarında yaygın olarak dağılmışlardır.

Tüm bu araştırmalar esnasında lojistik ve manevi desteğini esirgemeyen OGM personeli ve özellikle Datça Orman İşletme Şefi Ertan Kılcı’ya ve Datça köylüsüne teşekkürlerimizi borç biliriz. Unutulmamalıdır ki doğa korumaya yerel halk dahil edilmediği sürece yapılanlar hiçbir fayda sağlamaz. Datça gibi bir doğa değerini sadece biyoçeşitlilik değerleri ile Dünyada eko-turizm ve doğa turizmi konusunda bir numara yapmak içten bile değildir. Yeter ki klasik turizminin sonunu getiren vahşi turizm uygulamalarını eko-turizmden uzak tutalım. Unutmayalım ki doğa bizler için değil biz doğa için varız. YASİN İLEMİN.

Datça Yaban Doğası İle İlgili Sayfalarımın Linkleri

Karakulak’ın Doğaya Salınışı

Datça – Bozburun Doğası İle İlgili Çalıştay

Sayfalar: 1 2 3 4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir