papazın evi

Papazın Evi

papazın evinde taşlar

Mimari olarak çok fazla bir değeri yok ama anlam olarak oldukça ilginç olan yapı cahil insanların saldırısına uğramış, buranın gelecekteki anlamını bilmeyen, başka inanç ve kültürlere saygısı olmayan kişiler yapıya zarar vererek, içindeki freskleri tahrip etmişler. Bizim topraklarımızda da olsa bu gibi eserler tüm insanlığın malıdır. Yapının en alt kısımdaki duvarlarına zarar vererk yıkılmasını amaçlamışlar besbelli. Açığa çıkan kısımdaki harca baktığımızda içinde kum olmadan doğrudan kireçle örülmüş gibi , dolayısıyle harç kolayca ufalanıyor. Dış kısmındaki sıva daha sağlam görünüyor.

papazin-evi-4

Arkadaşlarımız yapıyı görünce önce şaşırdılar, daha görkemli bir şey umuyorlardı sanırım ama inceledikçe yapı onları da etkiledi. Bir kere burada çok değişik bir atmosfer var, Karşıda ulu bir dağ, her yeri görebiliyorsunuz. O sıcak havada klima varmış gibi serin bir hava vardı, hatta biraz üşüdük. Kışın da ılık bir hava oluyor, karşıdaki Kocadağ duvar gibi burayı koruyor. Keşişlerin arınmak, Tanrı’ya yakın olmak için böyle yerleri seçtiğini, buralarda ibadet ettiklerini okumuştum. Datça’da bu gibi yerler birkaç yerde karşıma çıktı, yüksek, ulaşılması zor, ıssız yerler.

papazin-evi-5

Arkeolog arkadaşlar hemen yapının içindeki freskleri incelemeye başladılar, fotoğraflarını çektiler. Daha önce de belirttiğim gibi Bizans dönemi olması büyük olasılık. Bir oda büyüklüğündeki yapının batı ve kuzey tarafındaki kısımlar insan eliyle yapılmış duvarlar diğer kısımlar kayanın doğal hali. Doğu tarafındaki kayanın üzerine dinsel freskler yapılmış. Görüldüğü gibi resimler büyük bir oranda tahrip edilmiş. Resmin yapıldığı harcın içine saman çöpleri katıldığı görülüyor, çatlamayı ve dökülmeyi önleyen bir yöntem. Fresk; ıslak alçı veya yaş sıva üzerine yapılan resimler oluyor. Büyük bir ihtimalle bu resimler bozulmasa sapasağlam günümüze geleceklerdi. Çünkü buraya bu boyalara zarar verecek bir ışık ta girmiyor.

papazin-evi-11

Ortada Hz.İsa Meryem Ananın kucağında görülüyor, sağ ve sol taraflarında kanatlı melek figürleri var. Yüzler de oldukça zarar görmüş.

papazin-evi-12

Resimlerdeki oranlar ve çizimler, çizenin bu konuda bir eğitimi olduğunu gösteriyor. Büyük bir ihtimalle burada yaşayan din adamları tarafından yapılmıştır.

papazin-evi-15

Burada oturmak bile çok güzel, aslında bu gibi yerlerin dinsel turizm açısından önemi büyük. Düzgün bir yol açılarak buranın ziyaret edilmesi sağlanabilir. Binlerce yılda oluşmuş kireç taşı kayalar da korunması gereken yerlerden.

Sayfalar: 1 2 3

4 yorum

  1. Muzaffer bey, gayretiniz ve yorumlarınız için çok teşekkürler. Ancak lütfen şu Burgaz-Dalacak’taki Eski Knidos söylemini artık bırakalım. Prof.Ramazan ve Christine Özgan hocalarımız bu tezi çoktan çürüttüler. Knidos baştan beri yarımadanın burnundaki Tekir arazisinde. Burgaz daha bir çok mahsul üreten(şarap,zeytinyağı,amfora,sebze,meyve,v.b.) bereketli istasyonlar gibi Knidos’u besleyen üniteler. Burgaz’da antik ve değerli hiç bir eser yok-bulunamadı. İki adet arkaik sanktüer Datça Çayı (azmak) yakınında 1900’lü yılların başında Symi’li bir adam (Polemikos) tarafından izinle kazılmış, bulunan sınırlı objeler kısmen Symi’de,kısmen İstanbul Arkeoloji Müzelerinin tozlu depolarında.Kayda değer de değiller.Lütfen eşim ülkesel rehber Ahmet Bilgin Turnalı’nın Datça Havadis’te yayınlanan makalelerine ve onun İst.Arkeoloji ve Sanat Kitabevi tarafından neşredilen Knidos ve Çevresi kitabına(2015 Baharı) bakınız. Bu saydığım veriler gerek önceki Knidos hâfirleri Özgan hocalar ve şimdiki hâfir Doç.Ertekin Doksanaltı tarafından kabul edilmiş noktalardır. En iyi dileklerimle…Esin Turnalı-Bizans Sanat Tarihçi.

    1. Merhabalar Esin hanım yorumunuz için teşekkürler, Burgaz’a ilk Knidos derken bunu burada 20 yıldır kazı yapan Prof. Numan Tuna’nın bulgularına dayandırarak yazıyorum, Burgaz İlk Knidos sayfamı okuduğunuzu sanmıyorum bu yazdıklarınıza bakınca, internette Numan Hoca kazılarla ilgili ayrıntılı bilgiler veriyor, klasik döneme ait birçok bilgi de yer alıyor, doğal olarak bu dönem sonraki dönemlerde değişikliklere uğruyor. Diğer yandan Ertekin hocanın yazdıklarını okudum kendisiyle de bir kaç kez bu konuları konuştum, İlk Knidos’a bir şey söylediğini hatırlamıyorum, buluntulara ve daha önceki kazılara bakarak Knidos’ta yerleşim hep olmuştur, M.Ö 4. yy ortalarında Burgaz’dan taşınma oluyor, ben de 25 sene sanat tarihi öğretmenliği yaptım, bilimsel bulgular ve gördüklerim benim için önemli. Daha sonraki yıllarda tersi bir gelişme olduğunda da hemen belirtirim, bilimsel çalışmalar elle tutulan bulgularla olur diye düşünüyorum, şimdiki Knidos kazılarını yöneten Ertekin M. Doksanaltı’nın çalışmalarını da taktirle izliyorum. selamlar.
      http://www.datcadetay.com/burgaz-ilk-knidos.html

      1. Muzaffer bey, eşim Ahmet Bilgin Turnalı’nın sizin ressam48 adresinize gönderdiği mesaja lütfen bakınız. Burgaz’ın eski Knidos olduğu bir efsane haline gelmiştir artık. Ramazan ve Christine Hocalar bunu bilimsel olarak çürüttüler.Ertekin beye gelince o da hocaların yetiştirmesi ve defalarca konuştuk-o da tamamen aynı fikirde.Siz lütfen arkeoloji kökenli olmayan bir iskân ve yerleşim hocasının garip fikirlerine artık aldırmayın.Burgaz’da dişe dokunur bir eser bulamadı. Biliyorum- kendisine başka bir kazı da vermiyorlar.Burgaz’da kalabilmek zorunda. Artık bilimsel olarak yanlışlığı kanıtlanmış bu fikre lütfen kapılıp kalmayın. Sohbet edebilirsek daha aydınlatıcı noktalar sunabiliriz. Bilvesile başarı dileklerimi iletirim.

  2. Muzaffer bey araştırmalarınızı takdir ederek size kültür dostluğu önerdik.Elimizi geri çeviriyorsunuz. Ayrıca herhalde bizleri bir mütevazı amatör kabul ettiniz ki kültürel geçmişinizi sergiliyorsunuz. Kendimden söz açmayı hiç sevmem ama bu defa mecbur oluyorum. İst.Üniv.Ed.Fak.Bizans Sanat Tarihi Bölümünden ve Semavi Eyice gibi bir dev hocadan nadirattan olarak 4 yılda mezun oldum.Uzun yıllar Sanat Tarihi okuttum.En sonra Turing ve Otomobil Kurumu’nun unutulmaz Başkanı Çelik Gülersoy’un Kültür Müdürlüğünü yaptım. Şu anda emekli olarak 72 yaşındayım.
    Bizler eşimle (o da Semavi Hoca’nın talebesidir) 1973 yılından beri aralıklarla Reşadiye Yarımadası ve özellikle Knidos’la çalışıyoruz ve yerli ve yabancı literatürü, aynı zamanda tüm kazı ekiplerini izliyoruz.Bunları size bildirdim.
    Knidos ile ilgili hangi literatürü takip ettiğinizi bilemiyorum ama böyle futbol takımı tutar gibi hoca tutulmaz.
    Knidos’un M.Ö.340’larda Burgaz’dan yarımadanın burnuna taşınması hiç kazı yapmadan bu fikre varan George Ewart Bean’in ortaya attığı bir hülya idi. Antik Çağ ünlü yazarlarının (Polybios,Livius,Strabon,Cicero, Pausanias,Plinius,Plutarkhos ve Pseudo-Lucianus) bu konuda hepsinin ağızları mühürlenmiş gibi susmaları çok gariptir. Bean’in bu desteksiz fikrine 1949-50’lerden beri yabancı ilim adamları sayısız kanıtlarla karşı çıktılar. Siz bunları sanırım izlemediniz. En son hâfir değerli Ramazan Özgan Hocamız Arkeoloji ve Sanat Dergisinde karşı çıkılmaz bir şekilde bu taşınmayı ve muğlak Eski Knidos fikrini şahrem şahrem deyim yerinde ise yardı – cerrahi müdahaleye gönderdi.
    Şimdiki hâfir arkeolog kökenli değil. Yıllardır burada Bean’in artık cerhedilmiş fikirlerine sarılmış duruyor. Geçen yıllarda İzmir’in Seferihisar ilçesi yakınındaki Teos Antik kentini istedi – vermediler.
    Buldukları nedir? Bana bir eser gösterebilir misiniz? Şarap-zeytinyağı işlikleri, kuyular, mutfaklar, ve ne idüğü belirsiz bir tören yolu!?
    Sizi ikna etmenin imkânsız olduğunu görüyor ve artık bu yazışmayı kesiyorum. Biz size bir kültür eli uzattık ama sizin futbol takımı tutar gibi bir hocayı tutacağınızı kestiremedik. Yazık oldu. Birlikteliğimiz iyi sonuçlar doğurabilirdi. Her neyse…Başarılı geziler dileklerimizle…Esin Turnalı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir