Haziran’da Sabahın İlk Işıkları

sabahin-ilk-isiklari-14

Sabahın ilk ışıklarında manzara güzel. Datça’da bu anları bir sabah ta olsa yaşamak gerek. Böyle görüntüleri görebileceğiniz yakın yerler, Taşlık, Kargı gibi yerler. Akdeniz tarafında birçok yerden güneşin doğuşuna tanık olabilirsiniz ama bazı yerlerde kompozisyon daha vurgulayıcı oluyor.

sabahin-ilk-isiklari-15

Plajın şemşiye ve şezlonglarının olmadığı bazı kısımlarında da yeni şezlong ve şemşiyelerin olacağını öğreniyorum, Ilıca Gölet’in yanlarında, yeni bir işletmenin hazırlıkları var.

sabahin-ilk-isiklari-16

Karşıdan, yaptığı sandaletlerle geçen haftalarda haber olan Tufan Türk geliyor, denize girip yüzmüş. Kendisiyle yıllar önce teknemle denize gittiğim hemen, hemen her sabah karşılaşırdık, kayıklarımıza atlayıp, erken saatlerde balık tutmanın peşinde. Yine erken saatlerde karşılaştık ama bu kez değişik bir yerde, o da tekne işlerini bırakmış. Yol üstünde restoranın masaları var, gölete doğru yürüdüm. Göletin yanında da bir cafe – restaurant var.

sabahin-ilk-isiklari-17

Ilıca Gölet’ten akan sular aynı yoğunlukla akmaya devam ediyor, her saniye bu kadar su göletin tabanından kaynıyor, yandaki eski yapıya bir turistik işletme açılacak, hazırlıkları sürüyor. Buradan gölete giriliyordu, vatandaşlara yeni bir yer hazırlamak lazım. Göletten çektiğim o güzel fotoğrafları bir daha çekemeyeceğimi bilmenin üzüntüsünü yaşıyorum, buralara geldikçe ve artık bu kısımdan fotoğraf çekmiyorum.

sabahin-ilk-isiklari-18

Yapının ön tarafında da hazırlıklar sürüyor, çiçeklerle bir sınırlama yapılacak gibi, buraya da masa ve sandalyeler konur yakında. Plajda yanlış saymadıysam üç tane soyunma kabini ve iki tane duşmatik var, duşlarda bir lirayı jeton olarak kullanıyorsunuz.

sabahin-ilk-isiklari-19

Plajın hemen bitişiğindeki Kent Park’taki Yelken Kafe’ye ağaçların arasından süzülen ilk ışıklar değişik bir hava veriyor. Taşlık Plajı kent merkezindeki üçüncü plaj, diğerleri gibi mavi bayraklı, mavi bayraklı plajlarda bulunması gereken özellikler bulunuyor, bunlardan biri can kurtaran kuleleri ve can kurtaranlar. Kent parkın ortasına bir duvar gibi yerleştirilen pano gibi şeyler yetkililere duyurmamıza rahmen duruyor. Parkın bütünlüğü bu duvarla bozuluyor, çocuklarımızın böyle oyun alanlarına değil doğal yerlere ihtiyacı var. Çocuklarımıza doğayı tanıtmak, onunla barış içinde yaşamayı öğretmek gerekiyor. Yemyeşil bir parkın içine böyle duvar gibi plastik parçaları dikmenin bir kentin yeşilliklerini kesip beton yapılar yapmaktan ne fakı var. Umarım bunlar dikkate alınır, sade, doğal bir Datça’yı hep görmek iştiyoruz.

sabahin-ilk-isiklari-20

Parkta birkaç tur atıyorum, arıların çıkardığı uğultu gibi sesler tüm parkı kaplamıştı, inanılmaz yoğunlukta, minnacık kanatlar bir araya gelince neler yapabiliyor. Sanki Datça’daki bütün kovanların arıları buraya gelmiş gibi. Tabii onların burada bu yoğunlukta olmalarının sebebi okaliptus ağaçlarının polenleri. Yürüken yağmur damlaları gibi sarı renkli polenler başıma, yerlere düşüyor, yerler, banklar onlarla dolu. İlginçtir bu zamanda polenlerin böyle yoğun olduğunu hatırlamıyorum, geçenlerde bir arkadaşım bu durumun aslında mayıs sonunda olduğunu bu yıl geciktiğini söyledi. Geçmiş yıllarda bu saatlerde bu parka geldiğimde sportif yürüyüş yapanlara rastlardım. Otların arasında bir kirpi beni görüp hareketsiz kalıyor. Bu yıl birkaç kez yollarda çiğnenmiş halde gördüm, son yıllarda Datça’da daha çok görüyorum, bir ara bizim bahçede de minik bir kirpi vardı, her yer ev olduktan sonra nereye gitti, ne oldu kimbilir, bir daha göremedim.

Sayfalar: 1 2 3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir