Gökyüzünün pembe renklere büründüğü anlar, Perili Köşk tarafı, renkler denize de yansıdı. Birçok güzel fotoğraf çektim ama tabii bu sayfalar kısıtlı. Bu renkli sahneler çok uzun sürmüyor, giderken bu güzel manzaraların içinde kum zambaklarını da fotoğraflamış oldum.
İşte o anlarda çektiğim fotoğraflardan, bu güzel doğanın ve sakinliğin tadını çıkaranlar.
Eylül, ekim ayları bu sahillerin en güzel zamanları, bizim de rahatça dolaşabildiğimiz anlar.
Ertesi gün Ekrem İpek ve misafirleriyle Betçe’ye doğru yola çıktık, herhangi bir planımız yoktu, Mesudiye yoluna sapıp Hayıtbükü’ne geldik. Hayıtbükü’nün sakin zamanları, zaman durmuş gibi, bulutlu bir gökyüzü var, her an bir yağmur gelecekmiş gibi arada gök gürlemeleri duyuluyordu. Ekrem arkadaşım, Reha arkadaşım ve benim yanımızda fotoğraf makinalarımız vardı, modeller de hazır, güzel fotoğraflar çekmeyi umuyorduk ama daha sonrasında çekeceğimiz fotoğrafları tahmin edememiştik. Bir ara Hayıtbükü’nü tepeden gören Adatepe’ye çıkalım mı diye bir laf oldu, herkes hazır, patika yoldan kayalara doğru tırmandık.
Daha ilk kayalık kısımdan bile manzaralar muhteşemdi, bu arada sayfamı izleyip buralara çıkmak isteyen olursa uyarımı yapayım. Çok dikkat istiyen, temkinli olmayı gerektiren yerler. Haberlerde zaman zaman izliyoruz, bu gibi yerlerde selfi yapacağım derken tatsız kazaların yaşandığını.
Koyun bir daire gibi göründüğü kısımlar, daha en tepeye tırmanmamıştık, aklımda da yoktu.