Yeni Tanışmalar ve Hızırşah Güvercin Çiftliği

 

guvercin-ciftligi-14

2002-2003 yılları arasında burada bir dizi film çekilmiş, ” Güvercin Vadisi ” diye TRT de oynamış, Recep bey zaman zaman yine gösteriliyor diyor. O dizide Recep Şahbaz  çiftlik sahibi Köksal beyi oynamış, kendisini  zaten tipik yeşilçam artistleri gibi, hatta ben onu Bilal İnci’ye benzettim. Fotoğrafta köpeklerin yemeğini hazırlarken görülüyor, onlara her gün yiyecek bulmak kolay değil, ateş yakıp etleri pişirecek. Fotoğrafta görülen Belçika Kurdu çiftlikte yanından hiç ayrılmazmış, nereye gidersem gelir diyor, onu da birisi bırakıp gitmiş.

guvercin-ciftligi-15

Bir ara çiftliğin aşağısına indim, hava çok sıcaktı, serin bir yer bulup biraz serinlerim dedim. Buradan bir dere geçiyor, batı tarafında Yarık dağ, güneyde Karadağ var, yüksek dağların eteğinde derin bir vadi burası, Kısık’a kadar gidiyor, Kısıktan sonra başlayan vadiye Kartal vadisi diye yazmıştım, buraya da güvercin vadisi diyorlar artık. Yağmurlar yağdıktan sonra buraları tanıyamazsınız, çok güzelleşir.

guvercin-ciftligi-16

Güvercinler sarı otların arasına indiler, bu saatlerde otlanırlarmış. Ben bir ara bu otları temizlemekten bahsettim, ” ben buna karşıyım” dedi Recep bey, otlar doğa için çok gerekli. herşeyin doğal olmasından yana, çiftlikten dönerken gördüm, aldıkları arazileri taş duvarlarla, tellerle çevirivermişler hemen. Recep Şahbaz’ın arazisinde hiç engel yok, etrafı doğal olarak ağaçlarla, bitkilerle çevrili, kapısı da yok. Yaban hayvanları gelip giriyorlar ama o bunu doğal karşılıyor. Buralarda canlı bir yaban hayatı var, herkes duvarlarla, tellerle çevirirse yazık değil mi. Onların vatanı burası, Recep bey yıllardan bu yana evcil hayvanları ve yaban hayvanlarıyla iç içe yaşıyor, Bence bunun altında bir felsefe yatıyor. Lüks yaşamın bir bedeli var derken masadaki bardağı gösteriyor, onlar suyu altın  bardakta içerler ama ben bu cam bardaktan içerim ve o bedeli ödemem diyor.

guvercin-ciftligi-17

Recep Şahbaz’ın adını ben geçen yıllarda gazetelerde çıkan Karakulak haberleriyle duymuştum ilk olarak. O sıralarda Sındı taraflarında yangın olmuştu, oradan geldiler diye düşünmüştüm. Ben yıllardan bu yana onları görürdüm diyor, geçen yıl bu zamanlarmış, önceleri bir kıpırtı olmuş, kuşlar uçuşmuş, hemen koşmuş bir karaltı gibi bir şey gördüm diyor. Birgün Karakulak kuşun birinin üstüne atladığında kuşla birlikte yerdeki gemici halatını da ısırıyor, dişerinden halata takılıyor. Gitmiş kurtarmış, hızla uzaklaşmış Karakulak, kuş hala yaşıyor diyor, bir gözü kör olmuş. Sonra birgün derken birkaç kez bu olay tekrarlanıyor, kafeslere girmeye başlıyor. Fotoğraf çeken arkadaşlarını çağırmış, fotoğrafını çekmişler, kapıyı açmış bana sürtünerek gitti diyor. Dar bir alanda Karakulakla kapalı kalınca korkmadın mı deyince insandan daha tehlikeli bir canlı yoktur, onunla hep konuştum, sakinleştirdim dedi. Önce kekliklere dadanmışlar onları yok etmişler, sonra tavuklara, güvercinlere en son. Karakulaklar istese bana görünmezlerdi, çok hızlı hayvanlar, onu da anlamış değilim diyor. Bence onun yufka tarafını, bir zarar vermeyeceğini hissettiler, gündüz, akşam demeden gelmişler, hep görürmüş, ama epeydir görememiş. Peki bu hayvanlara karşı bir önlem düşünmedin mi dediğimde hayatta hiç birşeyi engelleyemezsin, başka bir yerden çıkar diyor. “Avcıların gözü karşıya bakar, av olanların gözleri yanlardadır, bir avcıdan korusan öbür avcıdan koruyamazsın.”

guvercin-ciftligi-18

Buradaki hamak sizi aldatmasın onun dinlenecek zamanı yok, kendisini ziyaret edenlerle oturduğu zaman ancak dinleniyor. Arkadaşları  ziyaretine geliyorlar.

guvercin-ciftligi-19

İyi bir karakter oyuncusu olurmuş, tenha bir yerde bir insanın yaşaması birçok kişiye garip gelebilir veya bu buralarda ne yapıyor diyebilirler. Recep beyin herşeyi meydanda, saklısı, gizlisi, kapısı yok. Ben her tarafı rahatça gezdim, her soruma da açıklıkla cevap verdi. Her insan bir dünyadır demiştim, bizler çoğu zaman herkesin kendimiz gibi davranmasını, yaşamasını isteriz. Oysa doğa farklılıklar, çeşitlilikler üzerine kurulmuştur, bu kadar çeşitliilik, zenginlik niye, onlar yaşamı zenginleştirirler, sürekleştirirler.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6

4 yorum

  1. Muzaffer Bey sağ olun, burayı çok merak ediyor ve görmeyi istiyordum. Sizin resimleriniz ve anlatımınızla insan gezmiş gibi oluyor zaten. Köpekler, tavuklar ve güvercinler hepsi çok güzel. Hoş kareler yakalamışsınız.Hele hele güvercinler, gizemli bakışları ve hoş duruşlarıyla şiirlerimizin güzel imgesi onlar….
    “Güvercin bakışlı sessizlik..” A. Tanpınar

    “Kebuterlerin neşideleri (güvercinlerin ezgileri)” Cenap Şahabettin

    Muzaffer Bey sizi bu güzellikleri anlattığınız için Recep Bey’i de bu doğa sevgisi ve çabaları için kutluyorum. Sağlıcakla kalın…

    1. Bu güzel yorumunuz için çok teşekkürler Hayriye hanım, bir gün isterseniz oraya gideriz.

  2. Muzaffer bey, bu yaziniz Icin cok Tesekkürler. Eski esim Recep Bey’i 1970 lerden beri taniyor, Ben onunla 1981de tanisdim. O zaman Recep Bey’in Datca limaninda bir lokantasi vardi ve bir Kurt köpegi. 1985e kadar her sene tatilimizi onunla Datca‘da gecirdik. 1990larda geldigimizde Lokanta yoktu ve kimse onun nereye gittigini bilmiyordu, bundan 3 sene önce yine Datca‘ya geldim, yine sordum, daglarda bir yerde yalniz yasiyor dediler. Recep Bey’i eger tekrar görürseniz lütfen selamlarimizi söyleyin. Manfred ve Yasemin Dittert. Eger bize tam yerini bildirebilirseniz cok memnun oluruz. Kim bilir belki tekrar Datca‘ya yolumuz düser. Tesekkürler ve saglikla kalin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir