Tiyatronun üstündeki terasta birçok yapı malzemesi yerlerde görülüyor, dor, korint nizamı sütunlar, Stratonikeia çıkarılan malzeme açısından oldukça zengin, gelecek yıllarda restore çalışmaları sonucu çok daha başka bir antik kenti görebiliriz. Tabii bu imkanlarla ve ayrılan zamanla çok uzun yıllar alacak çalışmalar.
Tepedeki terastan köyün tümünü görmek mümkün, burada arkadaşlarımın fotoğraflarını çektiğim anlar. Sağ alt fotoğrafta çimenlerdeki kırağı beyazlığı görülüyor. İç kesimlerde kaldığı için buralar geceleri daha soğuk olabiliyor demek ki!
Güzel bir tiyatrosu var, malzemeler olduğu gibi duruyor restore etmek zor değil. Stratonikeia gladyatör okullarından dolayı Gladyatörler kenti diye de tanınırdı. Yarım daireden büyük oskestra kısmı suyla kaplıydı.
Tiyatronun üstündeki kutsal alanda yer alan tapınak Augustus zamanında yapılan yapılardan. Üç basamaklı ion nizamında inşa edilen tapınak kuzey – güney yönünde. Arka tarafta istinat duvarları görülüyor, bunlar aynı zamanda kutsal alanı çeviren duvar vazifesini de görüyor ( peribolos ) . Çevrede tapınaktan ve diğer mimari unsurlardan kalan pek çok mimari unsur görülüyor. Bu terasın arka tarafından bir yol geçiyor, dönüşte bilmeden oradan geçtik, yol üzerinde antik su yolu kalıntıları var.
Kavaklar ve kırmızı çatılı evlerle bir Anadolu köy manzarası karşımızda duruyordu. Sağ üstte Yatağan termik santrali dumanları görülüyor, buraya gelirken dumanlar inanılmaz bir şekilde yoğundu bu insanlar burada nasıl yaşıyor diye düşündük. Dönüşte yoğunluk daha azdı. Termik santral insanları, doğayı ve bu tarihi alanları tehdit ediyor. Ağaçlar küllerle kaplı.
Çok güzel manzaraların içinde fotoğraflar çekildik ben arkadaşlarımı çekerken onlar da benim fotoğraflarımı çekti.