Daha önce de yazmıştım, kumrular bana Denizli’deki evimizi hatırlatıyor, biraz önce geçtiğimiz sokaklara benzer sokaklarda, onların sesiyle uyanırdık. Uykulu gözlerle tulumbadan yüzümüzü yıkamak ne güzeldi. Onların olduğu yerde sevgi vardır, hoşgörü vardır, her yere yaklaşmazlar öyle.
Biraz ileride Ramazan Mehmet oyuncaklarıyla oynuyormuş, ben de çok severdim böyle yalnız oynamayı, hayal gücümü çok geliştirmişti.
Selda çiçekleri koklarken, çiçeklerden aldığımız bir sevgi titreşimi yok mu Aykut Antmen’in yazdığı gibi.
Bu sıcak, misafirperver insanlara veda ederek Kızlan arazilerinde arabamıza doğru yürüdük.
Artık son günlerini yaşıyan duvarlar, eski yapılarla karşılaştık.
Muzaffer Bey, yine bir hafta sonu sabahımı sizin konuşan fotoğraflarınızla açtım. Duygulu, renkli ve güzel bir çalışma olmuş.İnsanı heyecanlandırıyor, ellerinize sağlık. Toprağın, patatesin, köylümüzün, insanımızın ve doğanın öyküsü vardı bu fotoğraflarda…
Toprağı işleyenlere, ona içten bir sevgiyle bakanlara ve bunları bize sunan size, emeklerinize teşekkürlerimle iyi çalışmalar…
hocam süpersiniz, bu güzellikleri göremeyenlere istediklerini değil, güzellikleri görmeleri dileği ile.