Yaşam gizemlerle dolu, yarın nasıl bir yola çıkacağımız belli değil, yaşamı heyacanlı kılan da bu belki. Doğada da bu gibi yerlerdeki belirsizliği, gizemi seviyoruz, tedirgin olduğumuz, endişe duyduğumuz anlar da olmuyor değil ama o duygular bize uzun bir süre egemen olamıyor, onun için zamanımız yok, çabuk ve doğru kararı vermemiz lazım..
Boğazın çıkışından manzara, tahmin ettiğimiz gibi sarp kayalıklar, geçit yok, geçiş yapacağımız dağa da buralardan çıkma imkanı yok. Tekrar geldiğimiz yöne doğru bir müddet yürüyerek sık bitkiler ve yüksek kayalarla kaplı bir yerden çıkış yaptık, bundan sonrasında bayağı bir mücadele başadı. Yüksek bir yokuşu hızla çıkmış gibi nefes aldığım oldu, arkadaşım da oldukça terlemişti.
Karayolu hemen karşımızdaydı ama yabanıl bir doğada mücadele ediyorduk, bir müddet sonra inebilecemiz bir yere doğru geldiğinizde rahatlıyorsunuz. Zeytincik’ten başlayıp Yaka’ya doğru dağlar arasında uzanan düzlükler kuş bakışı karşımızda, güzel bir yürüyüş havası, tepelerde kuvvetli, soğuk esen rüzgar buralarda hafifledi.
Büyük ihtimalle boğaza geçmişte gelenlerin kullandığı yol bu güzergahta olabilir, bu da çok uzun yıllar önce anladığım kadarıyla.
2,5 saatlik bir mücadelenin ardından yemek molası veriyoruz, yemeğimiz meyvalarımız.
Güzel bir manzara, bdemler çiçek açtığında tekrar fotoğrafını çekmek isterim. Arabamız tam karşımızda görünüyor.