Gittikçe bitki örtüsü sıklaşıyor, vadiye inebilecek uygun bir yer arıyoruz. Ekrem arkadaşımla bazen fazla uzaklaşmadan değişik rotalardan giderek geçebileceğimiz arazileri belirliyoruz. Sanki özel hazırlanmış engellerden geçiyoruz, ağ gibi sık makilerin gövdelerini aralayarak aralarından sıyrılıyoruz. Bu kısımlarda domuz izleri de yok. Sağ altta Sındı yolunun girişindeki Gemici denen gemiyi andıran tepe görünüyor.
Geçen sezon karşıdaki dağların zirvelerinde yürümüştük, çok güzel manzaralar var.
Bu dağlarda karşılaştığımız bu ağaçlar beni yanılttı, andız mı, ardıç mı diye, gövdelerin bükülmesi ardıçları andırıyor ama yaprakları andız gibi, aynı familyadan ağaçlar. Andız ağaçları genellikle dikine yükselir, buradaki ağaçlar yataylamasına yayılmışlar, rüzgarlı yerlerde bu olabiliyormuş. Artık uzman arkadaşların fikirlerine ihtiyacım olacak.
Çevredeki dağların üzerleri bulutlarla kaplı, buradaki yürüyüşümüzde bitkiler kuruydu, bizim oralara yağan yağmur yağmamış gibi.
Finike ardıcını andıran görüntüler. Bu doğa Yarımadanın kuzey taraflarında görülen doğayla benzer, gelecekte o bölgelerdeki yürüyüşlerimiz açısından bir deney kazanıyoruz.
Sındı tarafındaki araziler.