Daha önce burada çok güzel fotoğraflar çekmiştim, ressamların tablolarına yakışan ağaçlar, dallar.. Ağaçların aralarında duvar kalıntıları var, buralarda bayağı bir insan yaşamış anladığım kadarıyla.
Hedefimiz yıllar önce sıkça kullanılan yol üzerindeki sarnıca ulaşmak. En son iki yıl önce gelmiştik, her tarafı bitkiler kaplamış.
Her taraflarda duvarlar var.
Ve Palamutluk sarnıcı görüldü. Sarnıç Datça Mahallesinden başlayarak Kızılova’ya giden yol üzerinde, yolun başlangıcında Kargı deresi taraflarında küçük sarnıçlar da var geçen yıllarda belgelemiştim. Aslında Karia yolunun buradan geçmesi gerekir, antik çağlardan bu yana kullanılan bir güzergah, daha sonra Kızılova ardından Domuz Çukuru, yol üzerinde iki tane büyük sarnıç var ilki bu, oldukça büyük, anıtsal bir sarnıç.
Arkadaşlarım yapıyı görür görmez hayranlıklarını belirttiler, nasıl bir yer bu Datça bir türlü aklım almıyor. Böyle tarihi eserler yok olup giderken kimseden bir ses yok. Bu sarnıç daha önce de belirttiğim gibi çok farklı, oldukça büyük ve yüksek.
İçinin fotoğraflarını doğru dürüst çekmek nasip olmadı, çok karanlık, çok fazla da içeride kalmak istemiyorum, duvarlarda ve çatıdaki çatlaklar gittikçe artıyor. Çatı kısmındaki koruyucu horasan harcının büyük bir kısmı döküldüğü için su alıyor ve bu yapıyı gittikçe yıpratıyor. İçindeki işçilik çok düzgün, kubbedeki taşların dizilişi insanı şaşırtıyor.
Cepheden daha düzgün görünürken arka tarafları daha farklı görünüyor.