Bu köye sıkça gelirim tanıdık birçok kişi var, oturanlarla selamlaştıktan sonra biraz sohbet ettim. Mehmet dede Maşallah 91 yaşında, biraz sonra kalkıp yürüdü. o Yaşlarda hareket etmek bana göre bir nimet, ne mutlu. Sabah bey bilgi vermeye devam ediyordu.
Hızırşah Köyünden sonra gideceğimiz yer Sındı köyüydü, buradaki ağa konağını görecektik. yol üstünde Mesudiye’ye bakan tepe üzerinde arkadaşlar durmak istedi. Güneş ters bir yerdeydi manzara pek belli olmuyordu. Minübüsü kullanan Zafer Buldan sevdiğim arkadaşlarımdan.
Sındı Ağa Konağı köyün biraz yukarısında, köy ilk zamanlar buralardaymış, eski taş evler dikkati çekiyor. Grupta Datça’dan Sabah Tuzcu ve ben varız, zaman zaman yeri geldiğince gezdiğimiz yerlerle ilgili bilgi veriyoruz.
Yolumuzun üzerinde sandalyesine kurulmuş yaşlı bir Sındılı, güneşin keyfini çıkarıyor, radyodan hoş nağmeler duyuluyor.
Sındı köyünde ne zaman kahveye otursam mutlaka söz dönüp dolaşıp ağalara gelir ve yakınırlar, son yıllara kadar burada etkiliymişler, geniş arazilere sahipmişler. Ağalar kırsal kesimde düzeni sağlayan, vergileri toplayan kişiler diye biliyorum, devletin bir temsilcisi. Bu bakımdan oldukça güçlü kişiler, zamanla sahip oldukları toprakları daha da çoğaltıyorlar. Toprağı yeterli olmayan köylüler bunların tarlalarında ortakçı veya ırgat olarak çalışıyorlar, tabii elde edilen ürünün bir kısmı da vergiye gidiyordur. Bu ağalık konusu üzerinde konuşmak gerekirse saatler alır herhalde, benim de ayrıntılı bildiğim bir konu değil. Bu Sındı ağaları ile Reşadiye’deki ağalar arasındaki ilişkiyi merak etmişimdir hep, buradaki konağın Reşadiye’den buraya gelen Ömer ağaya ait olduğunu bir defasında duymuştum. 2010 yılında Sındı Ağa konağını sayfamda işlediğimde Kemal Demir arkadaşımdan aldığım mailde konağın gerçek sahipleri biziz diyordu, dedesi ve babaannesi 80 li yaşlara kadar burada yaşamışlar. 90 lı yıllardan sonra sahipsiz kaldığı için oldukça zarar görmüş. Kemal arkadaşımın en büyük dileği bu konağı restore ederek gelecek kuşaklara ulaştırabilmek. Arkadaşım bahsetmemiş ama bildiğim kadarıyla bu yapıların mirasçıları çok, bu yüzden birşey de yapılamıyor.
Mimar arkadaşlar, konağı inceliyorlar, fotoğraf çekiyorlar, bu konağı da konu alanlar var. Konak her geçen gün biraz daha yara alıyor, çok hoş bir yapı. Bakın bugün buraya biz konağı görmek için geldik, bu çeşit yapılar insanları çeken eserler. Arkadaşlar buradan Sındı Tarımsal Kalkınma Kooperatifine uğradılar ve birçok şey aldılar. Bugün Mehmet Ali Ağa Konağı restore edilip turizme kazandırılmasaydı Mehmet ali Ağa’dan bu kadar bahsedilmezdi herhalde. Bu yapılar tarihi de canlandırıyorlar, ben buraya geldikten sonra konağın sahiplerini, buradaki yaşam ile ilgili birçok şeyi merak ettim mesala.
Muzaffer Bey yine harika bir şey yapmışınız. Ellerinize sağlık fotoğraflar da anlatım da çok güzel, biz de sizinle gezmiş olduk. Çok çok teşekkürler, iyi çalışmalar…
Çok Teşekkürler Hayriye Hocam, sizden geçer not almak önemli.
Dilerim mimar olarak hayata atıldıklarında Datça’yı özel yapan bu yapı ve dokulardan feyz alarak meslek icra ederler de meslektaşlarının iskele mahallesine yaptıklarını yapmazlar.
Sizinle gezmiş olmaları da büyük şans.
uc senedir yazlari palamutbukun de yasiyorum ama sizin gezileriniz sayesinde datca yarimadasini cok daha iyi taniyor ve hayran kaliyorum .bu bir hizmet .ayaklariniza ellerinize gozlerinize saglik