Knidos Dağlarında Tarihi ve Doğal Güzelliklerin İçinde

Aşağıya doğru yolumuza devam ediyoruz, yürüyüşümüz boyunca hep doğru parkurlardan yürüdük, doğayı tanımakla ilgili, şöyle bir bakınca doğanın nereden geçit vereceği belli oluyor, yaban hayvanları da çoğu kez bu yolları kullanıyor. Aşağı kısımlarda sık bir bitki örtüsüyle karşılaşacağımı tahmin ediyordum, geçen yıllarda bir kayanın yanına gideyim demiştim bayağı zor olmuştu. Sağ altta bugün tırmanacağımız diğer tepe görülüyor, üzerinde kale var demişlerdi. Yöredeki insanlar bu tepeden Kale diye söz ediyorlar.

Bu inişte bir yer geçit veriyor, diğer kısımlar uçurum, orayı bulduk, artık sık bitkilerin arasından yamacı iniyoruz. Aşağıda Eştengil ovası görülüyor.

Renk renk pirenlerin arasından, adaçayı kokularıyla indik ve nihayet Eştengil’deyiz. Burada oyalanmadan uygun gördüğümüz kısımdan dağa tırmanmaya başladık.

Tırmanırken antik döneme ait duvar kalıntıları gördük, biraz ileride de bir çoban ağılı. Biz tırmanırken kuzeyde ilerlerde çobanın sesi geliyordu, sonra çan sesleri duyduk. Onlara mı ait derken burasının şimdilerde kullanılmadığını düşündük, içeride herhangi bir iz görünmüyordu.

Eştengil aşağıda, sarnıç ve tepedeki yapı görülüyor, birkaç kez yanına gitmiştim. Eştengil Knidos’a oldukça yakın bir düzlük, burayı gördükçe spor yarışmaları, şenlikler için bulunmaz bir yer diye düşünürüm. Mutlaka önemli bir yerdir.

Yolumuz üzerinde bir çiçek, miss gibi bir hava, ciğerlerimiz artık iyice açıldı. Aşağıda dantel gibi kıyılar, birkaç kez tekneyle yakınlarından geçmiştim, bir de yukarılardan görmek harika.

Çiğdem türüdür sanırım, çiçeklere bir kaç kez daha rastladık. Çiçekler derin bir konu, yarımadadakilerin çoğunu fotoğrafladım ama derinlemesine işlemem için zamanım yok. Bu arada tepeye yaklaşırken kabaca yapılmış duvarlara rastlıyoruz. Aşağıdan bakınca ağıl gibi görünüyor ama içi taşlarla dolu, burada bir yapı varmış sanki.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8