Tuncer hocamın peşine takılarak işareti göreceğimiz yere kadar gittik, üsteki fotoğrafta görüldüğü gibi biz düz olarak gitmiştik, Tuncer arkadaşımla arabanın yanından bahçelere doğru yürüdük. Bu yol çok eskiden bu yana kullanılan bir yolmuş, aslında biraz daha geriden devam ediyormuş ama dozer çalışması esnasında o kısım kapanmış, o tarafta kırmızı çarpı işaretini arkadaşlarım görmüştü. Burada bir yol işareti gerekiyor.
Bu kısımda kafa karıştıran bölüm 60 – 70 m kadar bir masefe, zeytin ağaçlarının arasından yürüyünce Karia yolu işaretinin olduğu patika yolun başına geliyoruz, Tuncer hocam bundan sonra sorun yaşamazsınız diyor.
Köylülerin anlattığına göre eşeklerle bu yoldan Palamutbükü’ne, Çeşmeköy’e giderlermiş. Motorlu un değirmeni oralarda varmış, un yüklü olarak bu yollardan dönerlermiş. Yol eşeğin yüklerinin sağa sola değmeyeceği kadar genişlikte olurmuş, imece usulü ile zaman zaman yol temizlenir ve düzenlenirmiş.
Bu taş duvarlar yolla beraber devam ediyor, Karia yolu işaretlerini görerek yürüyorsunuz.
Zeytinlik alanları geçip çalılık alanlardan yürümeye başlıyoruz.
Bir zaman sonra ağaçların arasından Ovabükü manzarası görünüyor. Köyü geçtikten sonra rüzgarı fazla hissetmedik, ama vadilerdeki uğultusu çok net olarak duyuluyordu.