Ağaçlama’dan sonraki kısımda rüzgarın etkisi kalmadı, tam yürüyüş havasıydı, Domuzçukuru’na kadarki parkur zorlayıcı bir parkur değil. Bu devamlı sert rotalarda yürümeyen arkadaşlarımızı memnun etti, bunun tersi bir doğada yürümek isteyen arkadaşlarımızdan da zaman zaman parkur hep böyle mi gibi sözcükler duydum.
Sevim hanım İstanbul’dan yürüyüşe geldi, internetten Pakdos ile irtibat kurmuş, deneyimli bir kaptan. Arkadaşlarımız onun fotoğrafını çekerken ben de onları görüntüledim.
Domuzçukuru’na yaklaşırken tepede fotoğraf molası verildi, toplu bir fotoğraf çektirildi.
Biraz sonra da yemek molası verildi, ağırlığına rahmen eşimin yaptığı sarmaları yanımda getirdim, bahçemizden yeni çıkan asma yapraklarıyla yapıldı, arkadaşlarımızla paylaştık.
Domuzçukuru nazar boncuğu gibi, bunlar güzel günlerimiz gelecekte bu güzellikleri böyle doğal görebilecek miyiz ? Datça doğası Garig diye bilinen bele kadar gelen çalı şeklinde bitkilerle kaplıdır, bu bitkiler çoğunlukla dikenlidir, patika yolların kenarlarını da kaplarlar, bu açıdan sıcak ta olsa şortla yürümek eziyet verici sonuçlar yaratır.
Domuzçukuru manzarasında fotoğraflar çekiliyor, solda Pakdos’un hareketli adamı Ali Yollu ile birlikte görülüyoruz. Hiç yerinde durmuyor, bir önde bir arkada, hızlı yürüyüşçülerden, her zaman arkadaşlarına yardıma hazır.
merhabalar,
öncelikle bu kadar detaylı bilgi için çok teşekkürler,
biz 4 kişi kısmetse bu cuma 3 gece 4 gün eski datça-domuzçukuru-palamutbükü-knidos-dönüş olarak
yürüyeceğiz.
bilgiler bizim için çok önemliydi, teşekkür etmek istedim.