Taş evlerin arasında rastladıklarımızla bayramlaşarak, sohbet ederek fotoğraflar çektik, misafirperver insanlar, tabii pek çoğu da beni tanır.
Restore edilince çok güzel yapılar ortaya çıkmış, Eski Datça’yı gördükten sonra buraları tanıtırken biraz korkuyorum. Burada sade bir yaşamı olan yerli halkın hali gözümün önüne geliyor. Binalar, arsalar satıldıkça bu gibi görüntüler kaçınılmaz oluyor.
Arkadaşlarıma o gün gezinin sonunda Eski Datça’ya kadar eşlik ettim, inanılmaz bir görüntüydü. Yüzlerce araba vardı, sokaklarda adım atacak yer zor bulunmuştur sanırım. Turizmci bir arkadaşımla bir ara bu uzun bayram tatilini konuştum, kalabalıklara yetişemedik dedi. Bir anda binlerce kişi turizm kentlerine akın edince pek çok yerde doğal olarak sorunlar yaşanmıştır. Bayram tatilinden sonra da Datça’da doluluk devam etti. 29 ağustos’ta çektiğim Kurubük koyu fotoğrafını Facebook’taki Datça Detay sayfamda paylaştım. Koyda neredeyse insan kadar araba vardı. Yollar da artık yabancı plakalı arabalarla dolu oluyor. Yapılan yorumlardan koylarımızda çadır kuran pek çok kişi olduğunu öğrendim, 10 – 15 gündür kalanlar varmış, alt yapının olmadığı yerler, çöplerini de bırakıp gidenler az değil.
Karaköy Evleri
Akşamların en güzel zamanları evlerin önlerinde geçer, içerlerin güneş almadığı zamanlar.
Karaköy evleri pencereleriyle hüzünlü bakan yüzler gibi.
Çay Molası
Gezinin sonunda kahvede bir çay içmeden gidilmez, çay deyip geçmeyin köylerde çayların tadı başka, fiyatları da ucuz. Arkadaşlarım da çayın tadını çok beğendiler , çaylar arka arkaya ısmarlandı.
Bu gezinin ertesi günü arkadaşım Ekrem İpek ile Denizli Çal’a gittik, Sudan Koyun Geçirme etkinliğini bir kez daha çekmek istiyordum, sağ olsun Ekrem arkadaşım beni yalnız bırakmadı. 800 yıldır devam eden bir çoban geleneği, barışçıl, güzel görüntülerin yaşandığı bir yarışma. Facebook sayfamda videoları paylaşıyorum.
İşte böyle aylardan eylül ama eski eylüller yok artık, turizm sezonu oldukça uzun sürüyor. Havaların serinlemesiyle birlikte bizler de ortaya çıkıp Datçamızın sakinliğinin, doğallığının tadını çıkaracağız. Bu yaz sitemde yaptığım anketlerde Datça’nın hangi özelliği sizi çekiyor diye sordum, gelen cevaplarda sakin ve huzurlu olması diğer şıklara büyük fark attı. Turizmi canlandırırken bunu unutmamalıyız, diğer bir ankette konaklama tercihi olarak kampingler tercih edildi, apart otel, pansiyon, otel diye sırallandı. Doğamızı koruyamazsak Datça’nın diğer yerlerden bir farkı kalmaz, denizler de yetmez zaman gelir, sahil yerleşimlerde imar planlarının, alt yapı düzenlemelerinin bir an önce yapılması gerekiyor.
Evet yorumlarınızı özlemişiz. Ben de 12-15 Temmuz tarihlerinde Datça’daydım. Adana sıcağı ve neminden sonra buranın havası gayet iyi geldi. Sizi de, ben Adana’dayken tanışma amaçlı aramıştım.Hatta yerel rehberlik konusunda sizden bilgi almıştım. Kısa bir görüşme yapmıştık. Datça’da görüşmek kısmet olmadı. Bir dahaki sefere inşallah. Bulunduğum tarihler arasında gerek Eski Datça’da gerekse merkezde bahsettiğiniz aşırı kalabalık yoktu. Belki de tiyatro festivalinin etkisiyle akşam saatlerinde merkezdeki restoranlar ve meydan biraz kalabalıktı.
Görüşmek üzere, iyi çalışmalar dilerim…