Karaköy Boğa Güreşleri 3

Boğaların peşinde

Fotoğraftan da görüldüğü gibi bu devleri zaptetmek kolay değil. Güreşi kazanan boğayı çalgıcıların yanına götürerek veya başını okşayarak galip geldiğini hissetmesini sağlamaya çalışıyorlar.

Boğa güreşlerinden enstanteneler

Boğalar kilolarına, yaşlarına, boynuz gibi özelliklerine göre gruplandırılarak güreştiriliyorlar. Boynuz vurmak, ısırmak gibi hareketler boğanın diskalifiye olması nedeni. Web sayfalarında yayınlanan görüntülerde ve haberde iki boğanın kanlı mücadelesi gösterilmiş, böyle bakınca olayı bir yönden görmüş oluyorsunuz. Bu görüntülerin çıkmasında hakemlerin sorumluluğu büyük, kurallarda bunlar belirtiliyor çünkü. Birbirlerine zarar verdikleri anda güreşin bırakılması gerekiyor. Güreş birbirlerini alınlarından itip alan dışına sürmek üzerine yapılıyor. Bazen büyük boynuzlularda kenetlenme oluyor. Sol taraftaki boğaların güreşinde bu oldu, siyah renkli boğa diğer boğanın boynuzuna boynuzunu kenetledi ve onu yorarak kaçmasına neden oldu.

Boğa Sahipleri

her taraf toz duman, sahaya çıkan boğalar rakiplerine göz dağı vermek için etrafı tozutuyorlar.

Boğa Güreşlerinde zor anlar

Olayın ciddiyetini anladığınız an, bir yorumcu arkadaşım keşke o boğa onlara vursaydı demiş, bir anlık öfke ile insan nerelere çıkıyor. Bu güreşler bir gelenek, kültürlerinden bir parça, insanların geçmişlerini aradıkları bir zamanda yanlış veya doğru bazı geleneklerine sahip çıkıyorlar. Bunlar tüm toplumlarda var, hatta çok ağır bir şekilde. Değişecek bir şeyler varsa eğitimle, hoş bir dille anlatabiliriz, onları dışlayarak, vahşi göstererek değil. Bugün toplumda çevreci olmak, hayvansever olmak suç gibi gösteriliyor, insanlara bu konularda bir şeyler anlatmak istediğinizde ön yargılı olarak sırtını dönüveriyorlar. Bunda basın da dahil bir çok şeyin rolü var ama bizlerin de bir payı yok mudur. Topluma bir olayı anlatamadıktan sonra bireysel hareketlerle ne kadar yararlı olabiliriz. Ben bu web sayfamı yaptığımda ilk ulaşmak istediğim kişiler Datça'nın yerlileri idi, onların katkısı olmadan bu doğayı ve canlıları koruyamayız diye düşünüyorum.

Boğaların mücadelesi

Hayvanlara zararı en aza indirerek bu etkinlikler sürebilir, bunları insanların içinden bir anda sökemezsiniz. Zaten bu gidişle bir zaman sonra ne gelenek kalacak ne görenek, burada tehlikeli olan ödüllerin ölçüsüdür, paranın spor denilen müsabakaların amatör ruhunu öldürdüğü gibi bu etkinlikler de kanlı fotoğraflardaki gibi değişik bir yöne kayar. Boğa sahipleri veya hakemler isteselerdi güreş berabere bitirilir, web sayfalarındaki kanlı görüntüler de ortaya çıkmazdı.

Boğa Güreşlerinini yukarıdan izlemek

İlk kez boğa güreşi seyrettim, benim izlediğim saatlerde çok da kötü bir pozisyon olmadı. Ama zevk aldığım bir olay değil, sosyal ve kültürel açıdan ilgimi çekti. Bir daha seyreder miyim bir şey diyemiyeceğim. Yiyecek temin edilen yerlerdeki kuyruk nedeniyle bir şey yememiştim, güreşler hakkında da bilgi edindim deyip evimin yolunu tuttum. Giderken yüksek bir yere çıkıp bu fotoğrafı çektim. Yol boyunca uzayan araba kuyruğu bir kilometreden fazlaydı, hala insanlar gelmekteydi.

karaköy kahvesinde köylülerle sohbet

Ertesi gün sayfalarımı hazırlarken birden elektrikler kesildi, arabama atlayıp Karaköy'e gittim. Köy kahvesinde köylülerle oturup sohbet ettik, bu konu ile ilgili bilgi almaya çalıştım. Karaköy muhtarı Bekir Varol da oradaydı. Onların bizden bizlerin onlardan öğreneceğimiz çok şey var. Masadaki Mustafa Eski birinci sınıf alfabesinde okuduğu bir parçayı hala unutmamış." Köyün ileri gelen bir yaşlısı varmış adı Bilgiç dede. Herkes ne öğrenmek isterse ona danışırmış, bir gün bir çamaşırcı kadının çocuğu gelmiş, Bilgiç dede bana ateş versene. ama kızım kürek getirmemişsin demiş nasıl verem. heemen eline bir avuş kül almış koy dede üzerine demiş. Koymuş gitmiş. Ondan sonra Bilgiç dede demekk ki ne kadar yaşasan ne kadar bilsen, öğreneceğin şeyler var demiş.

Köylülerin söylediğine göre dedelerinden bu yana süren bir olay bu güreşler, Karaköy'de eski değirmenin yanında yapılırmış, kendi boğalarını güreştirirlermiş, işin içinde para olmazmış. Asıl güreşler Reşadiye'de yapılırmış, çoluk çocuk şimdikinden kalabalık oluyormuş. Bir şenlik, düğün gibi görürlermiş. O devirlerde vasıta olmadığı için yürüyerek gidilirmiş. Köylüler konuşmamızda biz dedelerimizden gelen bu geleneği sürdürmek istiyoruz dediler.Masamızdaki Mustafa Eski futbolu ve Boğa güreşlerini sevmeyen ben varım diyerek hayvanlara acıdığı için bu güreşleri sevmediğini belirtti. Bu güzel sohbet için Bekir Varol, Cevat Coşkun, Emin Özdemir, Mustafa Eski ve İsmini bilmediğim diğer köylülere teşekkürler.

Güreşler esnasında konuştuğum Yücel Kaya öğretmenimin verdiği bilgiyi de buraya ekleyeyim. Eskiden belli kişilerin boğası olurmuş. Bu kişiler Darı, mısır ekebilirmiş, dolayısıyle boğa beslemek için bir güçleri varmış. Kızlan'da Kamil ağanın boğası, Bedri Kargın'ın dedesinin, Karaköy'de Aliko'nun boğası gibi, bunlar da ağa kişiler, belli bir gelire sahipler. Boğayı bütün bir yıl asma yaprağı, bedem, dut yaprağı ile beslerlermiş. Sırf bunun için börülce dikerlermiş. Bu bilgiyi de burada belirteyim dedim.

Önceki sayfa...