Haziran Sıcakları

Hayıtbükü’nden geçerken durduk, fotoğraflar çektik. Arabadan iner inmez serin bir hava yüzümüze vurdu. Yazları Hayıtbükü’nde denizden gelen bu serin hava çoğu zaman vardır. Buraya özgü bir şey. Sahilde şezlonglar, şemşiyeler yerlerini almış, lokantaların masaları kıyı boyunca devam ediyor. Gezdiğimiz yerler içinde en hareketli yer burasıydı, denize giren, güneşlenen birçok kişi vardı.

Paylaştığım fotoğraflarda sahillerin bu şekilde doldurulmasını onaylamayan yorumlar vardı. Tabii bunu oraya gelen kişilere de sormak lazım.

Buraya kadar gelip te Hayıtbükü’nü yukarılardan fotoğraflamadan gitmek olur mu, Hayıtbükü ve Kızılbük’ün fotoğraflarını çektik.

Kızılbük sahile vuran dalgaların beyaz köpükleriyle çok güzel görünüyordu.

” Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından. ” ( Nazım Hikmet/ Yaşamaya Dair )

Ölmez ağaç diye bilinen Zeytinden elde edilen ürünler antik çağda yiyecek ve aydınlanma dışında ilaç, sabun ve cilt bakımında da kullanılıyordu. Günümüzde de zeytin yağından elde edilen pek çok ürün  insanların hizmetinde. 1950 li yıllarda margarin türevi yağların ülkemizde yaygınlaşması için yapılan ” Zeytinyağlı Yiyemem” türküsüyle büyümüş bir nesiliz. Zeytinyağını evimizde kullanmamızın 5-6 senelik bir mazisi var. Datçamızda zeytin yağının lezzetini, farkını, önemini öğrenmiş olduk.

Sayfalar: 1 2 3

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir