Güzel Bir Kasım Günü Mesudiye’de Yürümek

Evin bitişiğindeki fırın harap halde, Mesudiye fırın ekmeği günümüzde de meşhurdur.

Bu yoldan ovaya inmek bayağı zaman alıyor, birkaç keç arabamla Knidos yolundan sapmıştım, 5 – 6 km kadar vardı hatırladığım kadarıyla. Bugün yürüdüğümüz bu parkuru Taş ocağının yanından başlayarak, döşeme, avlana, mezgit ve arabamızın yanı diye daire şeklinde planlamıştım ama, hesap çarşıya uymadı, ovaya indikten bir müddet sonra  bir vasıtaya binmemiz gerekti.

Buralarda gördüğüm en güzel yapılardan, şimdiye dek birkaç kez fotoğrafını çekmiştim, yeni çatı yapıyorlar. Evin sahibi teyzeyle kısa bir konuşmamız oldu, ilk bakışta ev satıldı herhalde diye düşünmüştüm, kendileri yaptırıyormuş. Evin biraz ilerisinde de güzel bir yapı var, Eskiden Datça’da bu taş yapıları yapan birkaç usta varmış, yapılar onların adları ile söylenir ama bu konuda bilgi alacak kimse bulamadım. Buralarda eski zamanlarla ilgili pek birşey öğrenilmiyor, yaşlı kişilere sorular sorduğumuz da çoğu zaman o konuda bilgileri olmamış oluyor.

Ben bu Avlana’nın geçmiş zamanını oldukça merak ediyorum, değişik bir yer. Evinin önünde oturmakta olan Ali Aytekin ile ayaküstü biraz sohbet ediyoruz. Mesudiye de eskiden narenciye ağacı çokmuş, duyduğum kadarıyla. Şimdi evlerin bahçelerinde görebiliyoruz.

Biraz gidince bahçede ocağın başında bir bayan gördüm, ekmek mi yapıyorsunuz diye seslendim,  30-40 m mesafe vardı aramızda. Yok yemek yapmak için ateş yakıyorum dedi, odun ateşinde yemek te ne güzel olur dedim ve  yanına giderek sohbet ettik. Buralar hakkında birşeyler öğrenmek istediğimi söyleyinde Fatma Gülser babam var o bilir dedi ve amcaya merhaba diyerek karşısına oturdum. Amcanın adı Fazlı Döşeme, soyadında olduğu gibi Döşeme mahallesinden, pek fazla birşey öğrenemesem de Mesudiye evinde bir ailenin kısa süreliğine misafiri olduk. Fatma hanım kahve yapmak için içeriye gitmiş, hemen gidiyoruz diyerek vaz geçirdik. O sırada evin beyi Hüseyin Cahit Turgut geldi, sohbetimiz onunla da devam etti.

Fatma hanım ocak işiyle uğraşmaya devam etti, birazdan göreceğimiz gibi oğlu , gelini, torunları gelecekti.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9