Gelsin dozer burada olduğu gibi hemen dümdüz et, yapı güzel görünsün diye, oysa bana göre burası o bitkilerle daha güzel görünürdü. Bu çevrede oldukça çeşitli bitkiler vardı, adaçayı, kekik, piren, çeşit çeşit çiçekler baharla kendini gösterirler. Pinar dediğimiz maki bitkiler ki toprağı en iyi onlar tutar. Kökleri birbiriyle sarılarak bir ağ örerler toprağın içinde.
Bu tepelerden toplanan sular şimdi aşağılarda dere gibi oluyor.
Önceden her yer böyle bitkilerle kaplıydı, yeşilin her tonu vardı.
İlginçtir Datça doğasında görülen birçok bitkiye buralarda rastladım, hatta bir ara kuzugöbeği denilen mantar türü de vardı, tanımadığımız kişiler gelip topladı, bir daha göremedim.
Evimizin önünde üçgen şeklindeki adacık, yeşil alanımız, suyun geldiği yeni yapılan yapılarla aramızda bir kara parçası. Buraya ben zeytin ve palamut diktim, palamut ağacım burada görülüyor. Gelecekte bir dozer gelip kökleyecek buna kuşkum yok. Burası bizim yeşil alanımız diye seviniyorduk, buradan 12 m lik bir yol geçiyormuş, bu yeşil alandan geriye birşey kalmıyor tabii. Biz buraya geldiğimizde sanki böyle birşey yoktu. Bütün Datça’ya daracık yol yaparlar buralarda cömert davranmışlar.
Yeşil alan pinarlarla kaplı, yıllarca bunlara gözüm gibi baktım, yoksa çoktan odun olmuşlardı veya bir kazmaya sap, zaman zaman kesmeye kalkışanlarla tartıştım. Seyrelttim, ağaç şeklinde büyüyorlar, evimizin çevresinde birkaç tür yılan vardı, biraz da önlem olsun diye. Araları adaçayı ve kekikle kaplı, tabii kekikçiler duymasın o da Datça’nın bir başka yarası, dağlarda kekiğe rastlayamıyoruz çoğu kez. Oysa kekik arıcılar için bulunmaz bir nimet, en çok aranılan ballar dan kekik balı. Yok ediliyor arıcılardan tık yok, bunları çoğaltalım diye de bir çaba görmedim, varsa ben bilmiyorsam yorum kısmına yazabilirler. Yine harıp ağacı, bal etmek için uygun ağaçlar, dağlara , yamaçlara dikseniz olmaz mı.
Hemen karşımızdaki tepe pirenlerle kaplı, burada küçük bir vadi vardı, çok değişik canlıların yaşadığı. İmarlı, Parselli yerler, sahibi uzaktan, bu yaz gelip buraları temizletti. Birçok palamut ağacı da arada gitti, kendilerine rica ettim evimin önündekileri kesmediler. Arazi satılığa çıkarıldı, düzgün görünmesi için ama bence arada birkaç palamut ağacı burayı çok etkileyici gösterirdi.
Evimin önünde, yol kenarında kesilmeyen palamutlar görülüyor, bazılarını ilk geldiğimde dikmiştim, tabii burası satıldıktan sonra sonları diğerlerinden farklı olmayacak. Ağacı sevmeyen bir milletiz, göçebe bir toplumun izleri hala genlerimizde. İzmir Buca’da ağaçlık yerler hep bir zaman yabancıların yaşadığı yerler. Eski coğrafyacıların, gezginlerin verdiği bilgilere göre bir zamanlar Anadolu’nun şimdi çorak olan birçok yeri ormanlarla kaplıymış, . Hatta bugün Afrika’da yaşayan yaban hayvanları da yaşarmış, okuduğum kadarıyla.
🙁 Çok geçmiş olsun inanın çok üzüldüm.Bizim sessiz sedasız bu dünyadaki yaşama haklarını ellerinden aldığımız tabiat elbet bir gün gelip bizden hakkını alacak ve bu çok gürültülü olacak maalesef.İnsanoğlu çok bencil.Allahım korusun afetlerden felaketlerden.Umarım normal düzeninize dönebilmiş sinizdir.