Yapıya doğru giderken yamaçta oturmuş bir yaşlı kişi ilgimi çekti, karşıdaki manzaraya doğru dönmüş öylece bakıyordu, o duruş ve bakış belki başkası için bir anlam taşımaz ama bana çok şey anlattı. Gençliği, yaşamının büyük bir kısmı buralarda geçti, içinden geçenleri hangimiz bilebilir.
Düz tepenin üzerinde taş ev, içini gezince bir anlam verememiştim, sonra konuştuğumuz çoban Halil İbrahim arkadaşın anlattıklarıyla mesele anlaşıldı.
Bu yapıda beni şaşırtan çatısının toprak damlı olmasıydı, çünkü yapının diğer öazelliklerinin Datça geleneksel mimarisi ile ilgisi yoktu. Taş duvarların kireç ve çimento harcı ile örülmesi yapının yakın bir zamanda yapıldığını bana anlattı ama toprak dam da neyin nesiydi. Plan olarak ve kullanılan mimari öğeler yörenin eski yapılarına uymuyordu.
Geleneksel yapılar dikdörtgen tek odadan oluşuyor, nüfus arttıkça daha sonra bu odaya eklemeler yapılıyor. Tek dam denen bu yapılarda baca yapının dar kısmında oluyor , sağında solunda bir pencere bulunuyor. Buradaki yapı bu geleneksel yapılara göre geniş ve odaları var. Geleneksel yapılarda duvarlar kırmızı bir çamurla örülüyor daha sonra yapı kireç harcı ile sıvanıyor. O yıllarda kireç kolay bulunan birşey değil.
Bu yapıyı yolda rastladığımız çoban arkadaşa sorduk, rahmetli Gazenfer bey yaptırmış. Gazenfer beyi limanda zaman zaman görmüşümdür, limana inerken halıcı dükkanı olan yapının sahibi, tanınmış mimar Cengiz Bektaş’a yaptırılmış, sade ilgi çeken bir yapıydı, Gazenfer beyi oradan hatırlıyorum, vefat ettiğini falan duymamıştım. Çoban arkadaşa toprak dam olayını sordum, serin olması için böyle geleneksel bir çatıyı düşünmüş. Anladığım kadarıyla değişik mimari tarzlara meraklı Gazenfer bey geleneksel mimariden esinlenerek kendine göre bir yapı yaptırmış, burada oturmak nasip oldu mu bilmiyorum.
Ben yapıyı incelerken arkadaşlarımızın bazısı zeytin ağaçlarının altında dinleniyorlar, çay, kahve tiryakileri bu anları dört gözle bekliyor.
Yolumuz üzerindeki asırlık zeytin ağacının üzerinde Karia Yolu işareti var.
Ağacı biraz geçince Karia yolu tabelası ile karşılaşıyoruz, tabelanın tam olarak ne tarafı gösterdiği anlaşılamıyor. Tabelada Emecik 4 km, Çakal 11 km diye gösteriyor. Tabelanın yanından inen patika bir yol var acaba orayı mı gösteriyor diye düşündük.
Muzaffer Hocam, eline sağlık. Fotoğraflar,manzara,açıklamalar hepsi harika daha yorgunluğu tam olarak üzerimizden atamadan resimlere bakarken aynı yolu sanki yeniden yürüyoruz duygusuna kapılıyorsun, tekrar teşekkürler….Yeni bir yürüyüşte beraber olmak dileğiyle selamlar……….
Muzaffer Hocam, eger bu yuruyuse katilmamis olsaydim cok kiskanirdim:)) yurumeyi cok seviyorum.. yazmayi da.. ama bunu baska birinin kaleminden okumanin da ayri bir tadi var.. bizi bundan mahrum birakmayin.. her zaman keyifle okuyacagimi bilmenizi isterim.. bu arada sadece yuryumeyip agaclara tirmanmaya da firsat buldum..:)) cok keyifli bir gundu benim icin.. bunu basta siz olmak uzere gruptaki tum arkadaslara borcluyuz.. herkese selam ve sevgiler ve tesekkurler.. yeni yollarda bulusmak dilegiyle.. saglicakla kalin..
muzaffer hocam yürüyüşe katılmaktan duyduğum memnuniyeti bilmenizi istiyorum.Güzel bir doğada güzel dostluklar kurdum şimdide resim ve yorumlarınızı heyecanla takip ediyorum bir sonraki yürüyüş için şimdiden sabırsızım bize yaşattığınız güzel gün ve emeğiniz için teşekkürler hoşçakalın.
doga resimler yürüyüşler çok güzel kıskandım hepinize sevgiler