|
|
|
29 Nisan Pazar Günü , Ahmet Temizel ve arkadaşları ile yürümek üzere buluştuk, onlar her pazar saat 8.00 de belediye binasının önünde buluşup yarımada'da bir yere giderler. Ben her zaman onlara katılamıyorum , çünkü tempolarına ayak uydurmam zor oluyor. Amacım bir yeri incelemek , araştırmak olduğu için bazı yerlerde zaman geçirmem gerekiyor. Bir önceki hafta birlikte Karaköy'den Mersincik'e gitmiştik , bu kez yürüyüşümüze Emecik köyünün ilk kurulduğu Balcılar dağından başlıyoruz.
Daha önce de öğrencim Veli Zeybek'le gelip bu sokakları gezmiştim , çiçek deyip geçmeyin bulunduğu yeri ne kadar değiştiriyor.
Eskiden yerleşimler çoğu kez bu şekilde dağların yamaçlarında olurlardı , düz kısımlar ekilip biçildiği için değerliydi . Diğer yandan korunma amaçlı da olabilir. Şimdi köye su ovadan pompalanıyor , daha önceleri aşağı kısımlardaki kuyulardan eşeklerle taşırlarmış.
Ben geçmişe ait izlerin hala silinmediği yerleri seviyorum , hem o günler hakkında hayalimde bir şeyler canlanıyor hem de günümüz yapılarına göre daha estetik buluyorum.
Emecik dağına daha önce tırmanmıştık , bugün nereye gideceğimizi tam olarak bilmiyorum , başkalarının da bildiğini sanmıyorum . Herşey Ahmet arkadaşımızın nereye yöneleceğine bağlı.
Aslında bu köy turizm açısından çok güzel bir yer ama değerlendiren yok.
Gezdiğim bir çok Datça köyü aynı durumda , ellerindeki zenginliğin farkında değiller ve bunları turizme kanalize edemiyorlar.
Bir ressamın fırçasından çıkmış tablo gibi , fotoğraftaki teyzenin daha önceki gelişimde fotoğrafını çekmiştim , beni tanıdı. Bu insanlara rehberlik edecek , yönlendirecek kişiler ve projeler olması lazım . Sonuçta maddi imkansızlıklarlar bu eski dokuyu yok ediyor.
Eski sokaklarda bir ışık, terkedilmiş evler yaşam sevinciyle gülümsemekte
Toprak damlı evlerden geriye kalanlar
|
|
Resim ve metinler izinsiz ve www.datcadetay.com Adresi belirtilmeden kullanılamaz.Web sitenizde paylaşmak için sadece linkini veriniz.
|
|
|