Aktur’a doğru dikine uzanan yükseltinin en ucuna kadar gittik, yürüyecek patika bir yol yoktu, dikenli çalımsı bitkilerin arasından geçmemiz gerekti.
Aktur manzarası hep gözümüzün önünde, sarı çiçeklere buralarda da rastladık. Bir tanesinde bal arıları vardı, tepelerde bile onlara rastlamak şaşırtıcı.
Çalıların arasında kızıl kayalardan kopma taş parçaları vardı, ayağımızın altında neyin olduğunu göremeden yürüyoruz, bazen derin bir boşluk ta olabiliyor, düşmeler veya ayak burkulmaları olabiliyor.
İlk tepeye geldiğimizde burada oturup manzarayı seyrettik, meyva molası verdik.
Şimdilerde güzel manzaraların önünde arkadaşıma makinamı verip ben de fotoğraf çektiriyorum. Üst tarafta gideceğimiz zirve görülüyor.
Ve tepenin zirvesinden Aktur’a bakıyoruz, dantel gibi uzanan sahiller ama ışık hala net fotoğraf çekmek için uygun değil.
Bir arkadaşım linkini vermiş sitenizin. 2000 Yılından beri yaz-kış Datça’da geçen yıllarımızdan sonra, son iki yıldır artık yalnız kalamayan ihtiyarlara destek olarak zorunlu İstanbul’dayız. Gezi notlarınız ve fotoğraflarınız biriken kasvetimizi giderdi, içimizi açtı. Teşekkürler ediyoruz…