Tırmanmak istediğimiz kayalığa geldik, özellikle sarp kısımlarından çıkmaya çalışıyoruz, bu tırmanışlar her seferinde biraz daha deney kazandırıyor bize, daha zor doğal koşullara hazırlanıyoruz.
Bu kısımda farklı, güzel bir doğa var, kızıl kayaları adım adım geçiyoruz. Kaya tırmanışlarında estetik fotoğraflar çekmek mümkün oluyor.
Benim bu yürüyüşlerde en büyük şansım arkadaşım, onunla bir ekibiz artık, yürüyüş rotasını istediğimiz gibi değiştirme esnekliğine sahibiz. Nasıl bir doğa olursa olsun birlikte aşabiliyoruz. Dönüş yolunda mesela sırf daha değişik fotoğraflar çekeceğiz diye zorlu bir araziyi geçmemiz gerekti, belimize kadar dikenli bitkiler, aralarında göremediğimiz oynak taşlar, yüksek kayalar, yolumuzun üzerindeydi.
Bir sanat eseri gibi ne güzel renkler, şekiller.
Zirvede olmanın tadı, her tarafı görebiliyorsunuz, bir tarafta Ege denizi diğer tarafta Akdeniz, aşağı taraflarda Alavara arazileri uzanıyor.
Karşıdaki tepeye gidiyoruz, yıllar önce arkadaşlarımla yürümüştük, bu sefer doğaya bakışım, tecrübem, kondisyonum çok daha farklı.
Bir arkadaşım linkini vermiş sitenizin. 2000 Yılından beri yaz-kış Datça’da geçen yıllarımızdan sonra, son iki yıldır artık yalnız kalamayan ihtiyarlara destek olarak zorunlu İstanbul’dayız. Gezi notlarınız ve fotoğraflarınız biriken kasvetimizi giderdi, içimizi açtı. Teşekkürler ediyoruz…