Tarif edilen tarla bayağı uzakta nasıl gideriz derken Balcılık yapan Osman Ballı ile karşılaştık, onunla sohbet ederken inekleriyle bir köylü yanımızdan geçti. yerli mi diye sorunca evet, bunlarla çift sürüyorum dedi. Geçmiş yıllarda Yazı köyünde inekleri ile çift süren kişinin fotoğrafını çekmiştim hatta o fotoğraf gazetelere de çıkmıştı. Tabii benim ilk duyduğumdaki gibi bazılarına da inekleri bu alanda kullanmak garip gelebilir ama bunun mantıklı açıklaması var. Çift sürmek için artık her yerde traktörler kullanılıyor ama buralarda traktörlerin giremediği araziler var, bu gibi tarlalar da çok fazla değil. İneğin sütünden yararlanırken arada da bu iş için kullanıyorlar. Sedat arkadaşıma bu konuyu açtığımda bahsettiğim konulara değindikten “sonra inek uysal hayvandır, öküzle çift sürmek zordur,onun da rolü olabilir” dedi.
Osman Ballı bizi arabasına bindirerek çağlalar olan kendi tarlasına götürdü, daha önce geçtiğim galamış yolu üzerinde. Evet bu yılın ilk çağlasını görmüş oldum, bu yıl çağlalar havaların ılık geçmesine karşın biraz gecikti.
Osman Ballı’nın İzmir Buca’da Betontaş Anadolu Lisesinde okuyan oğlu Çağlar da bizimle geldi. Ağaçlardan topladığım bir kaç bademi Çağlar’ın eline vererek fotoğrafını çektim.
İlk bademler olmasına karşın oldukça iriydiler, içlerinden iki tanesini yiyerek yılın ilk bademini tatmış oldum, bir şeyi ilk yerken gülerler ya ben de öyle yaptım.
Badem yerken Çağlar’ın çektiği fotoğrafıma bakanlar bu güldüm lafına pek inanmazlar.
Burası günlük güneşlik, hava yaz gibi, bademlerin ilk burada çıkması normal. Her taraf yemyeşil, Osman arkadaş tarlayı özellikle sürdürmüyor, arıcılık yaptığı için çok çiçek olsun diye. Yakında burası bembeyaz papatyalarla kaplanır.
Her taraf çiçek açmış bademlerle kaplı, bir o kadar tomurcuk halinde açmamış çiçekler var.
Bu arabalar hala köylerde çok işe yarıyor, bunlarla her yola gidiyorlar.