Parkur zaman zaman dağlık arazilerden geçiyor ama buraya kadar hala yürüyüşçüleri zorlayıcı bir yola rastlamadık. Bu arada tepelerden gördüğümüz manzaraların güzelliğine diyecek bir şey yok.
Doğanın içinde tüm yüzler gülüyor, herkes mutlu.
En son geldiğimiz koydan sonra Karia yürüyüş yoluna ait işaretleri kaybettik, bazı arkadaşlarımız geriye dönerek yolu araştırdı, burada sarmaşıklarla kaplı sık bir orman vardı. Nereye gittiği belli olmayan bir kaç yola girmeye cesaret edemedik, olmadık yerlere çıkabilirdik. Dağların sırtlarındaki patika yolları kullanarak Eksera deresine kadar geldik. Buralarda bir kaç kez yürüdüm, aşağılarda doğal bir yol bulmak zor, ancak temizlenirse bir yol olur. Böyle yerlerde en güvenli yol sırtlardır. Aşağıdaki vadiye indikten sonra oldukça uzun çok dik orman yollarını geçip, soğuksu’ya çıkacağız. Yolun başlangıcındaki tabelada Balıkaşıran – Çakal arası 14 km diye yazıyor, buradan Çakal’a daha çok yol var. Biz bu yürüyüşümüzde 14 km lik mesafeyi oldukça geçtik.
Tepeden Eksera deresine inmek kolay olmadı, herhangi bir patika yol olmadığı için sık dikenli bitkilerin arasından yürümek zorunda kaldık. Dereye inen bazı arkadaşlar yorgunluklarını değişik biçimde attılar. Dağlarda yürümeye alışan bizler sıkça bu şekilde yerlerde yürümek zorunda kalıyoruz, doğal olarak alışık olmayan arkadaşlar için zor oldu.
Eksera deresinden Soğuksu’ya gitmek için çıkacağımız yokuş öncesi bazı arkadaşlar dinlenirken biz yürüyüşümüze devam ettik, terimin kurumaması için yavaş adımlarla bu bitmez yokuşları tırmandık. Tepelere çıkan orman yolu bu yürüyüşte bizleri en çok yoran kısım oldu.
Yokuşların sonunda yokuş aşağı giderek karayoluna doğru yürüdük. Uzaktan yolun göründüğü an en mutlu olduğumuz andı.
Yolumuz üzerindeki kaynak suyu arkadaşlarımızın susuzluluğunu giderdi. Çok yorulmamıza rahmen tüm arkadaşlar güzel bir yürüyüş yaptığımız konusunda hemfikirdik. Parkurun son kısmlarındaki zorluk aslında yürüyüşümüzü daha anlamlı kılmıştı.
selam dün yürüdüm tam 26 koy var soğuksu-balıkaşıran arası