Bahar Gelince Ben Böyleyim…

Yolun karşısındaki tarlaya geçerek Yücel ve Zennur Orbay la sohbet ettik, kzıları aslı ile daha önce tanışmıştık. Zennur hanım Asım şoförün kızı oluyor, İzmir’den çağla baharı için gelmişler. Bu arada isimleri yanlış yazmamışımdır umarım Zeki beyin oğlu Volkan fotoğraf makinama kafayı takmıştı.

Çeşmeköy’den Yazıköy’e geçtik, Değirmenbükü yolunda durum nasıl diye, son yağmurlarla her taraf yeşillenmişti ama ömceki yıllarda gördüğümüz papatya tarlaları yoktu. Yaşanan dolu olayı nedeniyle tarlalarda çağla toplayanlara da rastlayamadık, yola girişte çağla toplayanları görünce hemen yanlarına gittik. Yazıköy’den de bir fotoğrafımız olsun dedik.

Datça’da avukatlık yapan Cem Yusuf Ayaydın, eşi Derya, kızları Nil Su ile pazar gününü değerlendirerek bu güzelliklerin tadını çıkarıyorlardı. Babası Cengiz Ayaydın’ın bahçesinde çağla toplarken fotoğraflarını çektik. Mutlu bir aile tablosu, bu güzel doğada onları fotoğraflamak çok güzeldi, sağlık ve mutluluklar diliyorum. Datça’da yaşayan çocuklarımız şanslı çocuklar, koşup oynayabilecekleri, doğayla iç içe olabilecekleri yerler her zaman yakınlarında.

Cengiz bey yakınındaki ağaçtan hemen birkaç avuç çağla toplayarak bize ikram etti, teşekkür edip almak istemedik,  Haşmet Çağlası diye tekrar uzatınca aldık. Diğer tattığımız badem Tumban Ali bademi idi. İsmi biraz garip geldi, onlar da bilmiyor. Bu bölgelerde badem çeşitleri çokça, badem çeşidi bulanın ismiyle anılıyor, Haşmet bademi de öyle, Yazıköy civarinda daha çok, diğer yerlerde pek ismini duymadım. isminizin böyle güzel bir şekilde sürmesi ne güzel, bu kişilerle ilgili bilgiler olsa ne güzel olur.

Yazıköy’den Kumyer’e geçtik, biraz çağla almak istiyordum, gezdiğimiz bahçelerde avuç avuç çağla ikram ettiler,.satın almak isteseydik verirlerdi ama sohbet için yanlarına gidip bu yönde bir istekte bulunmak hoş gelmedi. Çağla toptancısı Şener Ören’den alırız dedim. Kumyer’e girmek üzereyken öğretmen arkadaşım Saffet Toksöz’ü görünce sevinçle hemen durduk. Yol kenarındaki bir bahçede halası Sevincel hanımla çağla topluyorlardı. Saffet arkadaşım bizi evinin yanındaki bahçeye götürdü, aynı ağaçta çağlalarla badem çiçekleri yan yanaydı, çok ilgisini çekmişti bize de gösterdi, daha önce böyle görüntülere rastlamıştım.

Bahçede Ceviz bademnin çağlasını gördük, ceviz biçiminde olduğu için bu adı almış,  içi siyah, çağlası ağır çekermiş.  Evlerin arasında ne duvar var, ne çit, badem ağaçlarının arasında hoş bir ışık vardı, biraz ileride tavuklar geziniyordu.

Şener Ören’indükkanının önü badem çuvalları ile doluydu, akşama büyükşehirlerde  toptancılara ulaştırılacaktı. saffet arkadaşım da bizimle gelmişti, hemen kababağ cinci baemin çağlasını aramaya başladı, en lezzetlisi budur diye. Geçen yıllarda toplamıştık, çağla olarak lezzetli oluyorlar. Çağla deyince baem cinsine göre tatları değişiyor, yöredeki insanlar her çeşit çağlanın tadını bilirler. Bilmeyenler için çağla çağladır.

Arkadaşımla sabah geldiği yoldan Kızlan’a dönerken atla giden birisini gördük ve hemen durarak fotoğraflar çektik. Kızlan’dan Cengiz Acar yeşilliklerin içinde çok güzel görünüyordu, ışık ta güzeldi. Arkadaşımın komşusuymuş, hep atıyla gidip gelirmiş şehire, o gün ben de rastlamış oldum. Tabii gezimizi bu fotoğraflarla bitirmek yemeğin üstüne yenen güzel bir tatlı gibiydi.

 

Sayfalar: 1 2 3 4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir