2018 Menderes Yolu Yürüyüşü – 2. Gün – Bülbülller Ülkesinden Geçiş
İlerde Çal Kuyucak göründü, burada bir mola verildi, marketin şanslı günüydü.

Çal bölgesinde taş evler, yapılar çok hoş görüntüler oluşturuyor, yine öyle bir evin yanından geçerken bolca fotoğraf çektik.
Datçalı arkadaşlarımız güzel bir ışığın içindeler. Kuyucak’tan sonra bir tepeye tırmanıldı, yassı taşlarla kaplı araziler.
Çok aşırı bir yüksekliğe tırmanmasak ta arazi çok geniş olunca tırmanış bitmek bilmedi.
Yolda Sadık Baydere arkadaşım işaretleme yaparken baş harflerini koyduğu taşın yanında poz verirken. Çok büyük emeklerle, iki elin parmakları kadar insanın yaşama geçirdiği bir yol Menderes Yolu. Biz yürüdükten sonra da onlar çalışmaya devam edecekler.
Ve nihayet son kamp yerindeyiz, bir yayladayız, çok güzel bir hava var. Yarın son gün, yürüyüş Bahadınlar mahallesinde son bulacak. Arabalarımızı ilk Kamp yerimiz Aşağıseyit’te bırakmıştık, arkadaşlarımız onu da düşünmüşler, bizleri vasıtalarıyla alarak arabalarımızın yanına getirdiler. Arabalarımızı alıp yürüyüşün son bulacağı Bahadınlar köyündeki okulun bahçesine park ettik, tekrar bizi vasıtayla kamp alanına getirdiler. Ekrem arkadaşım hocam sen git çadır işini ben hallederim dedi. Geldiğimizde her şey hazırdı sağolsun, çok güzel bir ağaç varmış hem onu görelim hem de gün batımını fotoğraflamak üzere Çakırlar köyü tarafına doğru yürüdük.
Karşıdan gelmekte olan koyunlar sürpriz oldu, çoban da bir kadındı. Eşi kahvedeymiş, ah bu erkekler diye takıldım. Ertesi sabah yürüyüşe başadığımda koyunların başında bir erkek vardı. Koyunlar insana alışık bizleri hiç umursamadan otlaya otlaya yanımıza kadar geldiler. İki tarafı eğimli bir tepedeyiz, biraz ileride köyün su deposu var. Her yer yemyeşil çimen, insanların hayvancılığı bırakması biraz da temmellikten gibi. Çobanları, mesleği küçük görenler var.
Sağ üstte arkadaşımın sözünü ettiği ağaç, meşe türü, pinar çalısından ağaç olmuş olabilir, bizim Datça’da da böylesi var. Biraz ileride yarın içinden geçeceğimiz Çal Çakırlar var. Güneş batarken çok hoş bir manzara oluştu, ne zamandır güneşi böyle görememiştim. Çan sesleri, kuş sesleri buraların müziği, uzun bir zaman kulaklarımda çınlayacak gibi.
Gece Mutlak Sessizlik vaktine kadar eğlence vardı, Jenaratör getirilerek canlı müzik yapıldı. Ozan Karpuz ( OZANCA ) sazıyla çok güzel parçalar seslendirdi, bir kaç parça da Denizli’dendi. Özay Gönlüm anılmış oldu, o parçalar çıktığında Lisedeydim. Bu arada bizler kampta uzanıp dinlenirken organize komitesi grup temsilcileri ile toplanarak günü ve yarın ne yapılacağı konusunda bilgi alışverişinde bulundular. Çok güzel bir yerde kamp kurmuştuk, unutamayacağımız bir gece oldu.
Üç Günlük Menderes Yolu Yürüyüşümüzün diğer Linkleri
Birinci Gün – Aşağıseyit – Kumral Mesireliği Parkuru
Üçüncü Gün – Çal Çakırlar – Apollon Kutsal Alanı – Bahadınlar Köyü
Fotoğraflarda olduğu gibi edebiyatta da iyimişsiniz.
Teşekkürler…
Yaptığınız bu güzel Doğa yürüyüşleri çok güzel, Sonrasında yazdığınız bu yazılar sayesinde bende yürümüş gibi oluyorum. Hele Sadık Baydere.nin anlatımı ve güzel fotoğraflerı için çok teşekkür ederim.
Teşekkür ler biz de katılmış gibiyiz.ben de sincap a sarı galle denildiğini biliyorum.