Kekik tarlasında çalışan köylüler vardı, daha önce yazdığım gibi buralarda kekik dikiliyor. Bu parkurda Dak üyesi gençlerle uzun bir süre yan yana yürüdüm, en sonda biziz.
Akkent arazilerinde bir mola anı, grup bizden ilerdeydi zaman kaybetmemek için kavaklık bir yerde mola verdik. Çok güzel bir ışık vardı. Sağ üstte Menderes kara bir renkte akmaya devam ediyor, değişik bir mavi renk, artık nasıl maddeler karışıyorsa. Arkadaşların verdiği bilgiye göre burada bir meyva suyu fabrikası varmış, yakın zamanda da yabancı bir firmaya satılmış. Tanınmış bir meyva suyu markasına da ürettikleri ürünü gönderiyorlarmış. yetkililerin bir an önce buna dur demesi lazım. Yazık, millet çobanlığı bırakıyor, boşuna mı? Menderes böyle akarken hayvanlarını nasıl sulayacaksın? İlk gün yolda çobanın yanından geçerken öylesine buralar ne güzel sizin, uçsuz bucaksız araziler dediğimde anlamlı bir ifadeyle ” Biz de öyle sanıyorduk ama bizim değilmiş ” dedi o sözü unutamıyorum.
Akkent köprüsünden geçerken Menderes’in hali, bu nasıl bir renk bu nasıl bir su, kimler sorumluysa, yetkiliyse bu katlima bir dur desin. Menderes’in balıkları, canlıları ne yapsın, biraz vicdan varsa bakın bu renge.
Bir kavaklıkta dekor ve ışık çok güzeldi Dak üyesi arkadaşlarımız da fotoğraf çekmeye meraklı olunca bu fırsatı yakaladık.
Fotoğraf tutkunları için güzel anlar, katkısı olanlara teşekkürler.
Bu muhteşem kiraz çiçeklerini fotoğrafladıktan biraz sonra büyük bir dut ağacının altında Ali Yollu ile karşılaşıyoruz. Yürüyemeyecek birilerini almaya gelmiş.
Fotoğraflarda olduğu gibi edebiyatta da iyimişsiniz.
Teşekkürler…
Yaptığınız bu güzel Doğa yürüyüşleri çok güzel, Sonrasında yazdığınız bu yazılar sayesinde bende yürümüş gibi oluyorum. Hele Sadık Baydere.nin anlatımı ve güzel fotoğraflerı için çok teşekkür ederim.
Teşekkür ler biz de katılmış gibiyiz.ben de sincap a sarı galle denildiğini biliyorum.