Bubaslık’a giden yolda birçok kez yürüdüm, o yola sapmadan ona paralel giden dereden yürümeye başlıyoruz. Buralardan yağmurlarda oldukça kuvvetli sular aktığı belli oluyor.
Biraz yürüyünce az önce arabayla yanımızdan geçen arkadaşlarla karşılaşıyoruz, bir kayanın üzerinde duruyorlar.
Oraya çıkınca suyu akmayan bir şelale ile karşılaşıyoruz, şelalenin göleti oldukça derin. Şu anlarda buradan suların akması lazım aslında ama bu yıl yağmurlar biraz zayıf. Birkaç kez deli gibi yağmur yağdı ama geçen yıllara göre az, dağlardan akan sulara bakınca da bunu görebiliyorum. Bu arazilerde o kadar yürümeme rahmen buraya ilk kez geliyorum, heyacan vereici bir an oluyor benim için. Bunun gibi daha görmediğimiz birçok şelale var, tabii bunların çoğu yağmur mevsiminde akıyor.
Şelalenin sağ tarafında kanyon başlıyor, Recep bey Karakazandibi Kanyonu diyor. Biraz yürüyünce bu ismin buraya neden verildiğini daha iyi anlıyoruz.
Kayalarda Kazan şeklinde oyuklar var, kanyondan akan sular kayalarda desenler oluşturmuş.
Çok az bir su akmakta, oysa buralardan nasıl da kuvvetli bir su akıyordur, özellikle yağmurlarda dağlardan kopup gelen sular. İlk fırsatta kanyonun ucuna kadar yürüyeceğiz, şubat ayında yine ilginç keşiflerimiz olacak, günlerin biraz uzamasını bekliyorum.
